Engin Demirci Şiirleri - Şair Engin Demirci

Engin Demirci

Bir yürek çarpmaktadır duaların eşiğinde.
Görüyorum berrak gecede g/özlerini.
Derin dipsiz şems vakti özlemimle. Alevine düşüyor Medine'nin yeşili. Çatlayan uykular, alev alev ruhlarda kanayıverdi aşk y/arası.

Duaların özlemine bağlanan gecenin çobanlarını görmek mümkün.
Yusuf'un kuyusuna göz attığımızda.

Devamını Oku
Engin Demirci



Duyulmuş melodiler tatlıdır.
Ancak duyulmamış olanlar daha bereketlidir.
Dünyamın eksiksiz ve renkli olmasının nedeni sizsiniz ey sevgili .
Sevgiyle edilen dualardan kelimeler seni ne kadar çok sevdiğimi tarif edemez.

Devamını Oku
Engin Demirci



Arzın derinliklerine in devran içinde Estağfirullah ile.
Yunus gibi çıkarsın balığın karnından.
ilk ve en önemli engel putların.
Gelecek henüz şimdi değil, geçmiş ise artık şimdi değil’dir.

Devamını Oku
Engin Demirci

Beden toprakla kucaklaşmadan, haydi kendinde uyan.
Kul olma niyetiyle, bilene ve uygulayana her nefes oruçtur.

Aşk gelince, insan geride kalan zamanı ne yapacak? ..
Acı hissetmeyenler sadece kara bir noktanın içinde.
Hep yeniden geri dönüp yalnızlığa yürüyor.

Devamını Oku
Engin Demirci



Büyüklerin sözleri, sözlerin büyüğüdür
buyurdu Şahım
Ateş ne ki su söndürür, teheccüt vakti gir içime yananı gör dedi Pirim
Bir gün değil, beş gün değil, her gece.

Devamını Oku
Engin Demirci



Bil ki senin kendin de bir hayalsin.
Seninle duada b/eklenen şimdi şems vaktidir.
Kerbela’da aşk hâlinde solmaya yaklaşmış Hüseyin’im.
B/akanlar bana gövdemi görürler.

Devamını Oku
Engin Demirci

O göçmen kuşlar..

Hayatta hayati önem taşıyan dersler var her zaman. Gece bir araya getirir resimlerdekıni, bir araya getirdiklerini dönüştürür. Sessizliğin hüküm sürdüğü kentsel şeyler arasında yalnızlık meskenleri olmuş. Dörtduvar, duyguları boyutlara büründürün renkli camlar karşısında dokusu değişiyor ademoğlunun. Sevgisiz mağaraların karanlığındaki tensel, bedensel sınırların suskunluğuyla, sevgi yerini duvarların gizemli yönlendirmesiyle yeni insanlar, kurgulu bedenler, sembol ilişkilerle dolu arzuları herhalde tatminsizlik olan tekliğe mahkum ediyor. Ne yiyip,giyeceği,içeceği, ne konuşacağı, ne duyacağı belirlenmiş bir başınalığıyla kalabalıklaşmış. Kırılma noktası olan sevgi, sona mı eriyordu? Hep bir maske arkasında bırakılan yaşam, bugün ve geleceğe dair okumalar yaptırıyor mevsimlerin duygularıyla. İçinde gizlenmiş çıkarların aracına dönüşen ilişkiler, biçimlendirmeye çalışıyor her şeyin doğasını. Acaba nasıl oldu da, b/aşka dünyaları keşfetmemize yardımcı oldu çok merak ettiklerimız. Kolayca kendine hayran bırakan engin gönüllülerle karşı karşıya kaldığımızı bir kez daha kanıtlıyor. İçinizde gezinmeye başlayıp, her kapınızı açanlar kendinle ilk yakınlaşmanın öyküsünü yazdırıyor. Sevginın yanında saf tutanlar doyurucu içeriğe sahip pek az insan yapabilir. Her zaman ilk heyecan katarlar, soruları pek değişmiyor. Kendilerine uyanık olanlar, elif yüklü lâl olmuş sevgiyle şems vakti gönüle ilk düşen damlada okudukça fark edeceksiniz sevgiyi.


Hadi adını doğru koyalım duyguların...

Devamını Oku
Engin Demirci

O sondaki...


Ve yeni heyecanların coşkusu vakitsiz, saatin sabaha karşı olduğunu unutturuyordu. Sebepsizce çok sevmenin, sebepsiz olmadığını koyu bir sohbet içine dalınca anlıyor göre. Kendini aynada bile görmeye dayanamayan yanların bile üryan bir teslımiyet için hazır. Selamlıyor tebessüm eden sevgini. Biz mert ve onurlu sevmekle korkmuyorduk artık dünyalık sırt çevirenlerden. Ve biz ağlamak için bir gönül bulmuştuk. Nerede olduğum anlamak için dünya gürültüsünden, göz ve yürek gezdiğin kapıdasın. Gelen sesler kapının ardından büyük gün öncesi ilk buluşmasını anlatır gibi. Derin bir nefes üşüdüğümüzde bile ısıtır. Hep aynı denizden, hep aynı nur ve feyizle, cümle aşkın çırasıyla. Aşk ile gelene ömrün sonuna kadar aşk. Birbirini muhabbetle sevene, can alıcı muhabbetle. Sana saklıyım sen çıkarırsan ateş sönmez, kor düştüğü yakıyor. İşte böyle sevgi, seni gönlüme sultan eyler. Özlemlerinin mektubu sımsıcak, içimdeki çocuk bile farkında değil. Habire artıyor alevler, düşlemeyi aşmalı şimdi ellerim. Sancılar tere dönüşuyor, vefayı yüceltmeli şimdi. Dolup dolup taşıyor sık sık gözkapaklarımın ayak sesleri işte. Kar yağmıştı, şehrin ışıklarının ıslak sokakları büründü şimdi. Anlam katalım diye geceye, az çok şaşırtıcı çıplaklık derecesinde teslimiyeti yüceltmeli şimdi. Bir süredir geciken baharlarının açlığa güvercinim. Hiç gerek yok sormaya, kabul buyur beni şimdi.


Devamını Oku
Engin Demirci

Bir zindanda görüyormusun halini? ...


Zaman zaman ben iyiyim putuyla uyum sağlıyor gibi görünüyor dünyaperest mütmain olanlar buyurdu Şahım. Varlığınla yanaşır hale gelmeni, engelleyen harap olmanı isteyen kim? dedi Pirim. Allahın ve peygamberin istediğine hayat hakkı tanımayan, zalimlerin en kötüsünün putlarıyla açık açık dost olanlar kim? dedi Mirim. Rabbinin ayetleriyle, putperestlerin duyuruları arasında kalma dedi Meczup. Gönül mescidiyle benin arandaki engeller koyandan kurtulup mutlaka sevgiliye ulaşmalısın dedi Hırkasız Derviş. Ne derece buldun dünyada, engin bir gönülü tavaf edemiyorsan dedi Zahit. El alem ne der demem.Gönlümle gittiğim heryerdesin sen, benden önce oraya gitmiş, bir bende buldum seni bekleyen dedi Garip Çoban. Oldukça derin ve katmanlı okunmak istiyor dokunduğun her sayfan dedi Miskin. Bir insanın kendine egemen olamaması ve kendi yüzünü sembolleştiren görememenin nedeni nedir? dedi Aklı Kıt Adam. İç çatışmalarından, duygu durumun ne derece bağımsız, parçalanmış bir ben'e dönüştükçe dedi Fakir. Bazen uyum sağlayamaz insan kendine, bir nokta var ki, o an kendini kendinden soyutlayıp seninim diyerek hislerin boşlukları doldukça sevgiye yöneliyor teslimiyetin dedi Deliler Şeyhi. Ve birçok çelişki eleştiriyi de satır aralarında incelikle, sezdirerek sımsıkı sarılanlar biri için kendi bedeninden mi çıkarmı çığlığı mutluluğun dedi İhtiyar Bilge. Son söz olarak,çok şeyi sorgulatan içindeyim ister istemez


Devamını Oku
Engin Demirci

Tavsiye ederiz...


Nice dostluklar filizlendi şems vakti aşkın topraklarında buyurdu Şahım. Kendine yolculuk yaptın mı sen hiç? dedi Pirim. O gizemli zaman tüneline girip geçmişinde yaşadın mı gönlünce? dedi Mirim. Eski günlere bir gitsen, neler görürsün neler. Kimlerle tanışırsın bir bilsen dedi Meczup. Kimler onlardan biri değil dedi Zahit. O günden beri heyecan içinde olanlar, her gördüğünde isimsiz kahramanlar arar, güngörmüş yanlarında dedi İhtiyar Bilge. Büyük bir heyecan içinde bu seferler, her gördüğüne durum nasıl diye sormaktadır dedi Fakir. Dünya durmuştur sanki, vakit geçmek bilmemektedir. Merak, kaygı, kaybetme korkusu, kazanma arzusu birbirine karışmıştır dedi Deliler Şeyhi. Güneş battı batacak, yine doğacak. Tıpkı dünkü gibi, yarın da böyle olacak. Acaba kim kazanacak dedi Miskin. Heyecan onu beklerken had safhadadır. Ufukta bir gölge görünür, yüreği küt küt atmaya başlar. Toparlanır, heyecanla seslenir dedi Aklı Kıt Adam. Susuzluk beklemektedir suyu, gönüller razı olmaz. Ne var ki daha fazla dayanamazlar. Sabah akşam demez, akın akın yola düşer maşuklar dedi Seyyah. Sessiz, sedasız, baş başa kalır, nefessiz soluksuz anlar geçmek bilmez, zaman donmuş gibidir, o gün asırlar sürecek derin bir uykuya dalmıştır aşk dedi Garip Çoban. Günler günleri kovalar, mevsimler mevsimleri, nice aşıklara tanık oluruz. Sevdalar, kavgalar yaşanır, bir ademoğlu yollara düşer, gider de gider dedi Hırkasız Derviş.


Devamını Oku