Yarından öncen, kara kutu...
Duygular dem dem külliyatını istemeli ömrü pahasına duygusundan. Olmasını istediğinde her türlü ödüle kavuşacağı büyük şehri tercih eder gecenin çobanları. Ne hoş oluyor, eskiyen dünyada eskimeyen duygularla yüreklerde saklanmalar. Her çileye göğüs gererek, sevdiğinin bilincinde olan duygular toprağını toprak bilir tohumlarına. Sevgi için çok şey yapanlar, balık bilmezse halik bilecek elbette gün ışığına çıkmayı bekleriz derler şems vakti. Binbir mihneti göğüslerken düşündüklerini anlat, sevindirici gerçek bir kararda seni seviyorum demek. Bu hayırlı girişımi başaracağına inanıyor, hayrına olan her şeyin peşinde koşan sevgi. Bence, en anlamlı olarak şöyle tanımlanır sevgi, kadir kıymet bilme adına güzel şeyler olurken, bensizim. Sevgi ve hoşgörünün sınırları, sadakatin gizemiyle gecelerde güzel. Bir hükme varacağız birazdan, varacağımız hükme ister inanın, ister inanmayın, ister sevinin, ister yerinin, ister övünün, ister dövünün. Eğer, sevgiyle insanlık için bir şeyler yapmamışsanız. Veya yapmamışsak. Sonunda sizden ve bizden hiçbir şey kalmayacak sevgi(li) de. Eğer sizin yaşamınız, bizim yaşamımız yemek, içmek, uyumak, yan gelip yatmaktan ibaretse, görüp göreceğimiz, O musalla taşında bir namazlık saltanat olacak. Haydan gelen, huya gidecek, boş yaşayan toz olup kaybolacak ey yar. Gönüllere hizmet erbabı, aşk namına bir şeyler vermeyi başaranlardır. Ama Fisebilillah'ı varoluş amacını bilerek yaşayanlarda Fatihasız kalmayacak ruhları.
Çoban çantası...
Şifa boşluk galiba, benim en dolu bulduğum şey şems vakti buyurdu Şahım. İçe kapanıklığının farkında gece, insandan umudu kesmenin eşsiz huzuru dua dedi Pirim. Ve zamana, insanın alnının tam ortasına koyuyor, hiç de beklenmedik besmele dedi Mirim. Vay haline dışarda kalanın, oysa, O neredeyse orada olmayan onlar coşkusuz uyur dedi Meczup. Beni unuttun mu yoksa? Nefesin nefesindeki gecede dedi Zahit. Nefesimin varacağı yer sana kavuşmakla bahtiyar kılınacak nefesin dedi Fakir. Öbürünün yerine geçmeyen, kendi dilini yakalayanlar sevgiyi gönüllere yediriyor dedi Miskin. Daha sesimızi duyurmadık gece peçeliydi, seması akılda kandiller yakan haliyle süslendik mertebelerine sevgiliye şems vakti dedi Garıp Çoban. Bu seferleri övgüler sayamam, daha şaşkındır nefesimin gayreti sefer sefer bir yansımasıdır aşk dedi Seyyah. O yoldan mübarek yerleri ziyaret etmek gibi iç içe geçmiş duygular oruç tutmuyor dedi Aklı Kıt Adam. Yavaş yavaş ilerler usulca ele almak güçtür, zerreden israf edilmeyen özlemler bir tesadüf değildir dedi Deliler Şeyhi. Yolcular marifetliyse kökü kendi nefesinden, sevgilinin nefsinden başka bir şey elde etmez, sonu yoktur seferler dedi İhtiyar Bilge. Gönül arşından yapılan rabbani seferler dipnot olarak sunulur, tercüme edilmiş arzında övünülen bir takdir kıldı dua dedi Hırkasız Derviş. Şaşkınlık seferine gelince son yoktu, mekke'den kudüs'e yapılan yolculuğumuz gibi sevgimiz.
Denemek yok!
Teslimiyet var, tereddütte kalanlar kendine gerıde kalır. Ekleyecek mükemmelliklerin var gecelere, o zaman ne kalıyor, ona bak. Hiç bir işe yaramam dediğin isteklerinle sonrası mucizeymiş gibi yaşamak. Tomurcukların bir yakamoza dönüşür olsun diye bana sunduğunda şems vakti. Ardında gülüşlerınin güneş doğduğunda, uçsuz bucaksız sevinci bulurum orada. Senin yüreğine kanatlandığın anda, bir damla düşer yanağına. Büyüyerek bedeninin her noktasından söz alırım. Bakışlarındaki son tomurcuğunda beni bilir.. İçinde o, dışında o, sırrında o, sus bu akşam bilmesin kimse senin olduğumu. Yardım et çıkayım bu kuyudan barışayım bir kez olsun çekip giden yanımla. Ve birden bire, buramda bitsin yüreğim ele avuca sığmayan yanımı yeniden oku. Kaldım işte burada bitmesin bir sevda yeni sevdaya. Onu bir de benim için okşa, acılarından öte bir şeyim belki, küsüp çıkarsın. Bir kıvılcımda kimi mahrem kılar dokunuşlar engin özlemlerine. Sen, sen, sendeki gizemi çözmeye çalışmak sonsuzluk. Mesela, bayramların bayram olsa kuşluk vaktinde. Sessizce oturduğun minderin ne var ki, kıblesi yanlış sevgiliye. Sevmekse niyetin yar deyip susmalısın engin bir yürekte. Razı olduğunda yardan, nar-ı aşkla ne benim, ne senin. Serden geçer gönül o vakit, aşka emanet eder, seni özleyebilirim. İç içe geçtiğinde, çekingen bir çocuk olarak karşındayım. Ben sana sus demem o gece alev alev yanalım diye. Dokunuyor neyzen sana çözülmem için. İçinde yanmış gölgelerindeki, şimdi kim, kim! Değiştirebiliriz birbirimizi, giz kal içinden öpmek isterken seni. Ve soluk soluğa dökülürken terin kalır, belki sözün bittiği yerdeyim. Ben neredeyim, ben öteki, sen hep misin, hiç misin? Teslimiyetine soyunur apansız harfler, cümle kurduğunda. İşte her şey bugün oldu, sen bana yağıyordun. Sen bunu bilmiyorsun dokunmam için bütün şehirlerindeyim. Bismillah, bu cümleler bir delinin mal beyanı, mükemmel mutsuzluklara inat sevgiye soyunan kim?
Yaşam reçeten O...
Aklı olan kanmıyor bu dünyaya, ehli beyte gönül verince buyurdu Şahım. Hakktan gelen pervaneler gönül meydanındaki hallerde, seslı ve zikirli dönüştür sevmek hatırın kırma dedi Pirim. Şeytanla pazarlık yaparak yaşıyanlar neyi anlatır? Ali'nın sırrına karış ki, gülü güller içinde olanın harmanlanışı dem be dem ol şems vakti yari olanın dedi Mirim. Alev almış ateş sönmüyor, ya su ya kül olmadan,hızır gelmiyor Muhammede gönül vermeyince dedi Meczup. Karanlıkta kendime yetmiyor sesim. Ayrı uzak adreslere şimdi yolculuğum. İki suskun yanyanayız, gölgem ve ben dedi Zahit. Ne çok kış seninkisi, her şey yeni, ne çok beyaz renkler, kar yağınca böyle oluyor dedi İhtiyar Bilge. Yine gözlerimden yolcu ediyor beni kartaneleri, ufuklara ekli dualardayım dedi Fakir. İkimizde güçsüzdük, bilemedik bunu. Uzağa varmak neyi tamamlar dedi Garip Çoban. Senin anımsayamadığın uykuda, benim duada unutamadığım ne çok akşam vardı dedi Aklı Kıt Adam. Günlerdir sana söylemeyi unuttuklarımlayım. Sana söyleyemediğim her şey yeni dedi Miskin. Niye takılmıyorsun kartanelerinin engin düşlerine? Ben yeni insan olmak istiyorum, kurşuni bir sabah dedi Hırkasız Derviş. Baharı nasıl kartaneleri besleyip dalların uçlarına bir yürüyüşü gibi rastlar dualarımın sevinçleri hep de çiçek açma zamanlarına rastlardı sevinçlerim dedi Deliler Şeyhi. Yeni bir insan olacağım, çoğalacağım bir sonraki bahara derdim dedi Aşk
Nasibin Çizdiği Yol Aşk - Garib Çoban
Eğer Hz. Adem veya Resul’lerden değilseniz ki değilsiniz!..
Ne kendinize, ne başkasına yeni bir şeyler söylemiyorsunuz!..
Gece gece güz, bir Tevafuktur sevgiliyle duada teheccüt vakti buluşmak için.
Ve ben yağmurda yürüyordum bir kabristana doğru hüzünlü ruhumla yalnızlıkta teselli buluyordum.
Kördüğümde gülen yüzler.
Unutulsun diye insan insanda.
Çekincesiz g/özü dönmüş yalnızlık.
Yürekte hep tevhidin tadı olanların dilinde sevgi ömrü merhamet oluyor.
Çevresinde olup bitenlerden haberi bile olmayan şeytanın eğlencesi oluyor.
Öyle ya, her kim sevgi(li) den habersizse kul ve köle kalacak dünyaya.
Ve ben benim sevimli zaaflarımdan yenilmiş olacağım şems vakti Estağfirullah'a.
Ve yalnız yüreğime hitap ediyor dualar. Ve benden habersizce kul ve köle kalacak yandığımda.
İçimde düşünen beni karşılıyor, her d/okunduğumda karışmış oluyor aşk.
İnsan insana bulutun toprağa çıplak bir benlikle titremesi gibi titremeli inşirahla.
Naz Makamı - Garib Çoban
İnsanlar kendilerini bir şeylere adamıyorlar!..
Asra yemin olsun ki, İnsan mutlaka ziyandadır. [Asr Suresi / 1-2]
O adanmışlık olmayınca da ruh daralıyor ve sıkılıyor.
Kimsenin savaşmaya gücü yok!..
Nedensiz Telaşlar - Garib Çoban
Benim elim, benim kolum, benim bedenim
İyi ya!..
Kendini bedene bağlayan bu, Ben nedir?…
Ben başıma gelen şey değilim.
Batılı kendi hal ve tavrında inkar etme.
Bu hayatta dizeler türkü doludur.
Nağmesi yıllar yıllı akan yüreğin çeşmesidir.
Ne mi olaydın der şarıl şarıl akan su.
Dert dolu yüreğime, bir avuntu olaydın.
Ne denli dert be birader, d/üşüyor insanın insana yüzü.




-
Mihriban Soylu
-
Muhammed Fatih
Tüm YorumlarMerhaba. Bu nasıl bir t/aşkınlık, bunca güzel şiiri nasıl yazmayı başardınız ve halen devam etmektesiniz? Şiirlerinizi lütfen kitaplaştırın. Biz de kütüphanemize koyalım. Selamlar...
'Sevilen bir kadın can demekti.
Bu yüzden en çok canım denirdi ona
ortasında bir eliflik nefes hacmiyle...'
(Nazan Bekiroğlu - İsimle Ateş Arasında)