Savrulmalar
Tarih yazının icadıyla başlar. Yalan da öyle. Söz uçar, kalanlar yanılsama olur. Kağıtların tılsımlı yatağına çıplak girmeyin. Sezginize bürünün. Belgelerle konuşmak üstünlük değildir.
Kaleme sordum: Yazılanlar doğru mu? Yazdı ve uzaklaştı, dedi, bunları yazan. Kalem ki bir kaldıraçtır; yazdıklarımı kanıtlamaya kalksam kendi kağıtlarımın hamalı olurdum. Bir türlü sonu gelmeyen işkence: Sysiphos’un yuvarlandıkça tepeye taşıdığı kocaman kaya gibi.
Öyleyse yazarak doruğa erişilmez. Doruk, doğruluktur. Sözlerin uçan halısına tutunmak gerekir. O zaman bütün dorukları kuş bakışı görürsün: Enel Hak!
Bir nisan akşamı,serin bir günün,
Şark'ın bu sevimli,güzel köyünün
Cenneti andıran bir akşamıydı.
Sizi ilk balkonda gördüğüm gündü,
Yüzünüz sararmış gibi göründü,
Devamını Oku
Şark'ın bu sevimli,güzel köyünün
Cenneti andıran bir akşamıydı.
Sizi ilk balkonda gördüğüm gündü,
Yüzünüz sararmış gibi göründü,