Rızayı Ara Gönül
Uyma nefsin hevesine.
Yanıltır seni sesine.
Hak’tan uzak her nefese;
Kulak verip yanma gönül.!
Gün batınca hatırlanır, vicdanın sesi,
Gün doğunca kaybolur, merhamet gölgesi.
Bir cuma selamıyla, her gün örter yemini,
Ne kendini tanır O, ne de Rabbinin izini—
Sana inat gülümsüyorum,
Kırıldım ama susuyorum.
İçim paramparça belki,
Ama duruyorum, vazgeçmiyorum.
Ben, annemin gözyaşında sakladığı duayım,
Ben, annemin yüreğinde yanıp tutuşan o eksik yanım.
Öyle değil mi anne?
Çok sessizdin o sabah,
Bir şeyler bilmiş gibiydin,
Bir şeyler hissetmiş…
Çocukları istemedi sevgimizi.
Ben de sustum, yuttum her hevesimi.
İhanet etti sansın, istedim beni;
Amacım, benden vazgeçmesiydi.
Şimdi çocuklarının yanında,
Sıfır...
Eğilmeyen, bükülmeyen,
Ne yana çeksen, şekil değiştirmeyen.
Rakamların en asil duranı,
Ne bir fazlasına özenir,
Ne bir eksiğine boyun eğer.
Kül tablası doldu, içim bomboş şimdi,
Yüreğim yanıyor, sessiz bir yangın gibi.
Ne sensiz geçebildi zaman usulca,
Ne de ben varabildim kendime, o kalabalık sokaklarda.
Sensizlik uzadıkça yankılandı adın duvarlarda,
Şimdi, her nefeste biraz daha eksiliyorum.
Sana yazılmış ama okunmamış mektuplar var hâlâ çekmecemde,
Küllükte yanmış izmaritler
Her biri yarım kalmış cümlelerim var…
Karanlık sarıyor omuzlarımı dostça,
Sustum Hayat
Ne söyleyecek gücüm kaldı,
Ne de inanmaya mecalim.
İçimde bin cümle var boğazıma takılan,
Ama hiçbiri çıkmıyor…
Çünkü kimse duymak istemiyor zaten.
Bir sigara daha yaktım yokluğuna,
Duman duman sen doluyor canıma.
Kendimden geçiyorum her nefeste,
Sana varmak isterken kendime gelemiyorum.
Ne uyku geliyor, ne sabah doğuyor,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!