Yol uzun yâr ararım bilir misin
Maslahatım gönüldür sezer misin
Bakma, başın çevirir gider misin
Kelamını yüreğini sevdiğim.
İsterim doğada cemalim parlaya
Susarak yuttuğum sözleri
Hangi kalemin mürekkebi yeter yazmaya...
Kement vurup dile yüreğimi hazanlara saldım
Yaz kalem viran olmuş şehrim, avut avuta bilirsen
Benliğim çöktü, ruhumun sokaklarına iflas bayrakları çekildi
Umut veren gülüşlerim talan edildi
Eylül yine hüzün doğuruyorsun...
Sözün olsun bir dahaki gelişinde,
umut getir,masmavi bulutlara iliştirilmiş sevda tınıları çal...
Ben beklemeyi çok iyi bilirim,ahde vefayla gel senide beklerim...
Huzur neydi!
Anne karnında ki günlerim miydi,
Bir ağlamakla dünyaya gelmek,
Huzura veda etmek miydi.
Bugünüm yarınım hep arayış mı olacak,
Söylesene hafız..
Kalabalıklarda susmak kaybolmak nedir bilirmisin,
Canın yanıp dudağının kenarına masum bir buse bıraktın mı,
İçinde fevaranlar nefes nefeseyken,
Acı acı yutkundun mu...
Şiirmi geceye düştü.
Gecemi şiire bilinmez.
Bilinmezliğin yalnızlığın yine en koyusundayım.
Ne çok ahlarım iç çekişlerim varmış benim!
İçim acıyor tam şurası yüreğim!
Gecenin sessizliği kulaklarımı sağır ediyor,
Hüzün bürünmüş çehreme,
Acının tüm renklerini ilmek ilmek işledim.
Yokluk nedir bilir misin!
Sevda sen bende imkansızdın,
Fırtınalı bir havada gökkuşağını beklemekti benim ki,
Çöllere ekmiştim imgelerimi,
Bir damla yağmur bile düşmesi imkansızdı.
Yetişkin ruhum da bir çocuk masalıydı sevda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!