Rahatım yok, hiç huzurlu değilim
Gönül çorak, yürek yangın dilârâ
Gül kokulu gülüşlere meyilim
Şu gönlümü süsleyecek gül ara
O'na mahsus "ol" deyince oldurmak
Ağzından çıkanı kulağın duysun,
Kurduğun cümlenin, mânâsına bak.
Ne kadar cahilsin, ne kadar toysun?
Kişinin, iş denen aynasına bak.
Deliyim divaneyim
Yıkılmış viraneyim
Bam teliyle titreyip,
İnleyen bir nağmeyim.
Aklı yarda, gözü yerde biriyim,
Düşünceye dalıyorsun diyorlar.
Nefesim yok, ben nasıl bir diriyim?
Yavaş yavaş ölüyorsun diyorlar.
Sensiz olmak, yaşamak mı, ölmek mi?
Bildiğim insani tüm duygulara,
Şiirler yazdığım doğrudur benim.
Canı hedef alan tüm kaygılara,
Mezarlar kazdığım doğrudur benim.
Diyarı Şavşat'ın bağrından çıkıp,
Savrulup gurbete giden dostlarım.
Geçim kaygısını aklına takıp,
Bir lokma ekmeği güden dostlarım.
Ekmeğin adresi gurbet mi oldu?
Yıllar geçti, yaklaştık ömrün son demlerine
Saç ile sakal ile kara iken ak olduk
Nedametler karıştı gözlerin nemlerine
Günahla kirlendikçe, tövbe ile pak olduk
Tutunacak dal değil, dünyanın hevesleri
Nefsi için koşanın, tükenir nefesleri
Her adımda ölümün soğuk ayak sesleri
Dünyadaki halimiz, bir gülüp bir ağlamak
Beyhudedir şu fâni dünyaya bel bağlamak
Düşer de kalbime sevda gülleri
Kanatır içimi yere kan düşer
Kan revan eder de düştüğü yeri
Yaralı ruhuma, hafakan düşer
Gönül, sevdiğinde aşkı ararsa
Gül yüzlü güzeller gördüm düşümde.
Gül yüzlü güzeller, melek edalı.
Gül yüzlü güzeller vardı peşimde.
Her biri gönülden bana sevdalı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!