...
Kaç yıl geçti...
Öyle ya da böyle…
Takılıp kalmamak gerek zamana.
Ama ben sana hep yazacağım,
Sen de hep okuyacaksın.
Senli düş kırıkları var bu kentin.
Yürürken içime batan,
Ardında şafaksız bir gecenin izleri..
Emanet rüzgarın getirdiği türküler,
Umudumun beline dolanmış.
Senli düş kırıkları var bu kentin..
....
Uyudum...!
Düşümde seni gördüm.
Uyandım...!
Seni düşündüm.
Seni gördüm, seni tanıdım...
...
ne masum ne de hırçın, bir rüzgarın sesi gibi zaman, içerideyken ninni içindeyken nemli, her anı hazır demli, çabuk gel yarim, acımadan içmeli...!
Ömrümün saatinin alarmı çalıyor...
Vakit belki tamam, belki az kaldı...!
Çabuk gel, an belki bu an, kıvam belki bu dem...!
Tek eksik olan sen...
.... Biriktirdiğim şeyleri düşünüp sesimin gölgesiyle konuştum:
"Ben artık iyileşmem," dedim,
"En kötüsü de bu, iyileşmeden yaşıyor olmak!"
Nasıl iyi olabilirim...!
Her şeyi elimden alırlar, her şeyi bir bir kaybederim, kaybediyorum korkusu varken.
Kıskanıyorum...!
Ben de o sokaktan geçtim yıllar sonra bir gün.
Sessizce, kimseye görünmeden…
Adımlarım ürkekti, kalbim gergin.
Bir an durdum, ama bakmadım…
Çünkü bakarsam kalırım sandım.
Herşey aynı sokakta ama bir tek sen yoktun.
...
Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.
Bende uyumadım...!
Acım yok ama hasretim var derinden. ..
Gecenin bir vakti,
Ben boş duvarlara bağırıyorum sesimi duyan yok...
Göksu Parkındayım ...!
Şehrin koca uğultusundan kaçmak için tasarlanmış sanki parklar....
Özel yalıtım yapılmış gibi daha bir ayrı gelir çevrenin sesleri.
Belki de duymak istediklerini seçersiniz aradan.
Bir tutam kuş cıvıltısı, bir tutam çocuk sesleri, bir tutam hüzün dolu insanlar...
Yoksun ya..
Gecenin bu saatinde benimle inatlaşan tek sen mi kaldın ey ölümün diğer adı?
Bir sigara daha yaktım balkonun loş ışığında, önümde hiç de bana benzemeyen beyaz kağıda bakınır oldum bir iki saniye, yazacak boşluk aradım, oysa hayatım bir boşluğun üzerindeyken…
‘Garip’ dedi adam, kadın şaşkınlıkla bakıverdi yüzüne, konuşmadan garipliğin ne demek olduğunu sordu!
Adam konuşmadan cevap verdi:
Gecenin bu saatinde gözlerinin içini bile doğru düzgün görememişken nasıl olur da kalbimi bu kadar hızlandırabiliyorsun?
Gerçekten garip!
...
Rüyamda güllerin ağladığını gördüm.
Ben ağladım, güller ağladı...!
"Hadi ben Aşkın dilencisi oldum, düştüğüm halime ağlıyorum"
Ya siz güller, dedim...
"Senin haline" dediler, ya...!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!