Nurani simana bakınca gözler,
Hakk’ı hakikatı görmüş Efendim.
Sefihleşmiş vicdan, kararmış yüzler,
Tebliğle özüne dönmüş Efendim.
Batıl pençesinde harcanmış ömür,
Duygu hissiyatsız kalplerse kömür,
Kadınsa acıma, köleyse sömür,
Cehalet çarkını kırmış Efendim.
Paganlaşmış toplum şehvet dürtüsü,
İşkence mazlumun ömür törpüsü,
Şirke giydirilmiş taat örtüsü,
Hakiki kulluğu vermiş Efendim.
Sancılı dönemde vahiyle doğmuş,
Fazilet getirmiş, rezalet koğmuş,
Nifakı, kavgayı, hüsranı boğmuş,
Saadet asrını kurmuş Efendim.
Çorak yüreklere O rahmet olmuş,
Dostluklar kazanmış, düşmanlık solmuş,
Gönüller muhabbet feyizle dolmuş,
Kardeşlik destanı yazmış Efendim.
İsra da bineği kutlu burakmış,
Kabe kalkış yeri Kudüs durakmış,
Miraçta Cibril’i geri bırakmış,
Kabı Kavseyine ermiş Efendim.
Taif bilenmedir hicret bir sefer,
Ensarla Muhacir Rasüle nefer,
Uhud imtihandır Bedir’se zafer,
Hendekte düşmanı yenmiş Efendim.
Hudeybiye ile sağlanmış barış,
Sulhla başlamıştır ulvi bir yarış,
Altı yüz otuzda Mekke’ye varış,
Fethi Mübini de görmüş Efendim.
Veda hutbesiyle bizi uyarmış,
Ümmetine şefkat sevgi duyarmış,
Ashabı Kiramı yıldız sayarmış,
Sövmeyin onlara dermiş Efendim.
Ahmet’im dilimden dökülen bunlar,
Kelime mahduttur arifler anlar,
Aişe annemden öğrendim canlar,
Ahlak’ın Kur’an’mış senin Efendim.
Kayıt Tarihi : 22.4.2008 15:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)