Kitabıma, dinime, yemin ederim ki,
Geçmişe ait, o defteri kapattım.
Bütün yalanları, bir torbaya doldurdum.
Bu andan itibaren, tek bir harfim bile sahte değil.
*
Şimdi, o süslü çerçeveler duvardan indi.
Anılara sinmiş, o riyakâr tebessümler,
Ne o kurnaz fısıltılar, ne de boş vaatler...
Artık çıplak gerçeklerle, baş başayım.
*
Bu dipsiz kuyuya, kendimi ben attım,
Ruhumu her gün, başka bir oyunla avuttum,
İster kaypak zemin, ister sahte bahar ol,
Bu saatten sonra, dilediğiniz kadar uzağımda kalın.
*
Artık hoşgörüyü, dolaba kilitledim,
Menfaat ahlakını söküp, yerinden ettim,
Sözümü, en dobra haliyle biledim,
Bundan sonra, pazarlıksız konuşun benimle.
*
İzin vermese de alışkanlıklarım, ahdimdir,
Dürüstlüğümden, zerre taşar dağları eritir,
Bir kere, gerçeğe adandı bu kalp,
Bütün aldanışlar dünde kaldı, bu saatten sonra faydasız.
*
Giden güven, geri gelmiyor,
Bir kere kırılan ayna, bütünü göstermiyor.
Ayaz yemiş çiçeği, güneş ısıtmıyor,
İstersen, bütün yıldızları indir.
*
Benden, ne bir oyuncu, ne de yoldaş,
O samimiyetsizlik tülünü, kimlerin üstüne örttün?
O isterse, Fırat'ın kenarındaki her bir taşı,
Kucakla ve ondan sonra, dürüstlüğü giyin.
Kayıt Tarihi : 14.10.2025 22:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!