"GENÇ EŞ" İÇİN TASAVVUFİ BİR RİSALE:
AYNADAKİ NEFS VE MİRAÇ YOLCULUĞU
Ey arayan!
Celestina’nın beyaz duvakları, bir kabir örtüsü değil miydi?
1. Fasıl – Gökten Düşen Kadın
Celestina, yıldızların kıyısında doğmuş bir sırdı.
Ne tamamen dünya ne de tamamen göktü.
Yüzüyle günahı, gözleriyle mağfireti taşıyordu.
Adımlarıyla toprak titreşir, kalbiyle rüzgâr konuşurdu.
Bu risale,
kadın kimliği,
içsel yolculuk,
evlilik,
rıza ve hakikat arayışı gibi temaları derinlemesine işler.
Hem sembolik
Bu risale;
geleneklerin tatlı kabuğunda saklı,
kadim ama sorgulanmamış bir kadınlığın
içsel yolculuğunu şiirsel dille sunar.
Bu risale,
yeni kuşak kadınlığın,
gelenekle modernite arasında filizlenişini,
henüz adını koyamadığı sezgisel bir uyanışla varoluşunu keşfetmesini işler.
Celestina Risalesi
(Zamanın ötesine düşmüş bir kadının,
içsel nurla bezenmiş risalesi)
Bir nehir ki çağlar; sakin, derin,
Nihal’im, senin varlığın yatağı emin.
Köpüğü tutkudur, usulca yontar taşları;
Gerçek aşk budur: Ruh aynanda parıltıyla, Nihal’im’de.
Nefs bir fırtına: Göklerin öfkesi,
NİHALİ TARZ'DA MEM Û ZÎN
(Aşkın Kadim Hikâyesi Yeniden Yazılmış)
Nihal’im – Aşk ve Yokluk Risalesi
Benim içimde bir çöl var Nihal’im,
her kum tanesi senin adını fısıldar geceye…
Rüzgar, seni taşır ama bana ulaşamaz,
ve ben, her dalgada seni bekleyen suskun bir denizim.
NİHAL'İN GİZLİ BAHÇESİNDE
(Tasavvufî Arayışın Nihali Yorumu)
Gölgelerle ördüm benliğimi,
Nefsim bir yılan gibi kıvrılırken secdede,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!