Varoluş Risalesi
İnsanın kalbi, bir göl misali,
Aynasında hem yıldızları hem gölgeleri taşır.
Akıl, rüzgârın savurduğu yaprak,
Her yönü bilen, ama tüm sırları göremeyen.
Vesikalı Yârim: Halil ve Sabiha’nın Seyrü Sülük Şiiri
Halil’in Yolculuğu
Beyoğlu ışıkları altında başını kaldırmaz,
Adımlarında hem kırılganlık hem gurur.
Bir kulübe kapısı ardında Sabiha’nın gözleri,
Menekşeli Vadi’de Seyrü Sülük Mesnevisi
I. İlk Bakış – Ruhun Kapısı
Menekşe ışıkları düşer Halil’in gözlerine,
Çok Eskiden Rastlaşacaktık
— Bir Ayrılığın Seyrü Sülûkü
Bilir misin Halil,
bütün ayrılıklar,
buluşmanın en eski yankısıdır.
Menekşeli Vadi’nin Ruhu
Ayak taşlarda Halil,
Gözleri sokak lambasında,
Bir bakışla Sabiha’nın kalbine düşer,
Gölge ve ışık arasında titreşir ruhu.
NİHALİ TARZ'DA VAROLUŞ İNTİHASI
(Kendini Yiyen Zihnin Seyr ü Sülûkü)
I. GERÇEĞİN İĞNESİ
Nihal'in Nefesi
Nihal’im,
Rüzgârın ta kendisi fısıldıyor senin adını.
Her dokunuşunda esintinin, yüzün düşüyor içime.
Her kokuya sinmiş, kalbinin sırrını taşıyor âlem.
NİHALİ TARZ’DA VEDA ŞİİRİ
(Bir Kapının Aralık Kalışının Hikâyesi)
I. ÇIKMAMAN İÇİN DİRENİŞ
Sen, yalnızca bir isim değil,
bir düşün, bir his, bir dünya…
Aklın ufku, gecenin yıldızlarından geniş,
ruhun derinliği ise zamansız bir deniz.
Kalbin, sessiz bir bilgelik taşıyor,
EY NİHAL'İM, GÖNLÜMÜN MAHPUSU
Ey Nihal'im, sessiz bir ıssızlıkta,
Tazallümle dolu bu hüzün harabesinde,
Mazlum kalbim, ellerinde esir bir kuş,
Kırık kanatlarıyla uçmayı beklerken seni.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!