Bakışın donup kalmış aşağıda,
belli uçan kuşları görmediğin.
Donup kalmış boşluktaki elin
uzanırken ördüğün duvara.
Yürüyorlar kırlardan sokaklara,
sımsıkı kapılardan içeri
Beni görünce kaçma ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
Devamını Oku
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
ANKARA'yı da EGE'ye atmıştı şiirinde, yanlış anımsamıyorsam. Sonra ne yapacaktı acaba?
BU ÜLKE SAHİPSİZ, MİLLİ DEĞERLERİMİZ DAMA TAŞI MI?
KİM DOKUNABİR ONLARA, KİM?
Başka bir sitede bu düşüncede bir bayan, şiirinde ANITKABRİ BODRUMA koymuş aklı sıra! Bir de bize ATATÜRK propagandası yaparlar. Bir de övgü yağmış, sağanak!..
Dağ fare doğura dursun.sımsıkı kapılar ardında ne kadar saklarsa saklasın,Sanırım fareli köyün kavalcılarından haberi yok bunların.Şehirleri denize dökeyim derken,kendileri denize dökülmesinler.Ne dersiniz?
İkinize de söylüyorum. Bütün şiirlerini ve ideolojini gayet iyi bildiğim şairin bu şiirini arzuladığınız gibi yorumlamayacağımı gayet iyi biliyorsunuz.
Şiirde anlatılmak isteneni dile getirirken, yol ayırımında kendi yolumu yazdım.
Anlamadığım için mi öyle yazdığımı sandınız?
Kendime uyarladım.
Hatta başlık attım ve başka sitelere de astım.
Galiba anlayamadınız beni.
Sevgiler...
Sayın Osman Nurani,
Günün Şiiri'ne mantıklı bir açıklama getirmişsiniz. Teşekkür ederim.
Şiir anlaşılması kolay gibi gözükse de, aslında zor bir şiir.
akılla,akıl yolunda,akla yelken açmış bir şiir.
uzun uzun açıklamak gerekmez.
Hem Kemal hocamız hem sevgili Hulki Aktunç ışıtmaya devam etsinler bizi.
Toprakları bol olsun
Dülger
Bakışın donup kalmış aşağıda,
belli uçan kuşları görmediğin.
Donup kalmış boşluktaki elin
uzanırken ördüğün duvara.
Yürüyorlar kırlardan sokaklara,
sımsıkı kapılardan içeri
dağlarda bekleyenler, kar altında,
ilkyazın amansız sürgünleri.
Baş aşağı ediyorlar ne varsa
çarşılar, sunaklar, pazaryerleri.
Toprağın horlanmış onuruyla
denize döküyorlar kenti.
Bakıyorsun ördüğü ellerinin
duvar değil koskoca bir dünya.
Hazır başka kentleri de yıkmaya
yeniden kurmak için yüreğin.
Kemal Özer
BEN BİR YAZARIM
Onur BİLGE
Ben bir dülgerim. Duvarlar örerim harflerden. Bakışlarım mekik dokur, ekranla klavye arasında. Antalya’nın tam ortasında, çarşı içinde bir evin birinci katında, kapıdan girince ilk dar ve uzunca odada, bir ranzanın alt katında duvarlarını örerim Ülkemin geleceğinin. Gecem gündüzüme girmiş, günlerim birbirine… Aylardan nedir? Günlerden ne? Ayın kaçını göstermekte takvimler?
İşlek bir cadde üzerinde… Olan iki pencerem de gürültüye sımsıkı kapalı, panjurlar inik, koyu kahve perdeler çekik… Aşağıda mağazalar, dükkânlar, karşımda okul… Kimler gelir gider oralara? Kimler geçer kaldırımlardan?
Oda kapısı açık… Mutfağa uzanır bakışlarım en fazla. Gitse gitse; içeriye alınan balkonun dışına dizilen saksılardaki rengârenk çiçeklere, ardındaki çınar ağacına, küçük parka, dev apartmanlara ve bir parça gök mavisine kadar gidebilir ama vaktim olmaz onları seyretmeye uzun uzun. Sağ uçtaki saksılara kumrular yumurtlar. Birer çift bembeyaz potansiyel hayat… Gübü, güzel anne, cici anne… Ürkek ürkek bakar, kabartır tüylerini, korkutmak için. Kanatları uçuverecekmişçesine kıpırdarken, tetikte, anaç göğsü sımsıkı yapışık, emeğine…
Dışarıdan ve içeriden cıvıltılar gelmekte, yan taraftan müzik sesi… Üç kafeste toplam altı muhabbet kuşu, bir de kafesimde ben… Onlara bazı sözcükler öğretmeliyim. Oysa konuşmaya bile vaktim yok. Belki yemleri, suları… O kadar! Taklit edebildikleri “Çıt çıt çıt…” klavye sesi…
Dışarıdakiler özgürce kanat çırparlarmış. Şarkılar söylerlermiş, umut dolu. Akşamüstleri geleceğe dair masallar söyleyerek büyütür, gündüzleri uçmayı öğretirlermiş yavrularına özgürce, dağlardan düzlüklere, deniz kenarlarına doğru… Geleceğe dair düşler görürlermiş, tünedikleri yerlerde. Sabahları talime çıkarlarmış. Tatbikat yaparlarmış, arasıra.
Gözlerim kapalı o dışarıya, tepeler ırak, dağlar uzak... Düşlenen Kaf Dağı, efsanelerde yer alan, yerinden memnun, gerçeğin semtine uğramamış. Kulaklarımda son ses İlahiler… Esma Hüsna, Kur’an Kıraati… “Malik ül Mülk- ü Zülcelal-i Vel İkram…”
Donup kalmaz, bir anlığına dahi düşüncelerim, hayallerim, ümitlerim… Dur durak bilmez kara klavye üzerinde azimle kanat çırpan ellerim… Parmaklarımın uçlarında hayat, sevinç, mutluluk… Parmaklarımın uçlarında canlanmakta, tüm tasarılarım… Ülkemin apaydınlık geleceği, parmaklarımın uçlarında şekillenmekte… Boşlukta, heyecanlı bir telaş içinde ellerim, parmaklarım ve bakışlarım… Bakışlarım mekik dokur, beynim tasavvur eder, parmaklarım yazar, gözlerim okur. Gözler okur Hatay’dan Sinop’a, Iğdır’dan Çanakkale’ye kadar… Gözler okur, internet hattı uzunluğunca… Paraleller yolunca, meridyenler boyunca... Bir kutuptan bir kutba cümle âlem duyunca, gerçek olur bu rüya, yere batar o hulya!
Uzanırken ellerim klavyeye, uzanırken bakışlarım nurlu geleceğe, hızla harç koyar parmaklarım, tuşların üzerine… Tuşlar koyar tuşlar üzerine… Harflerle duvarlar örer. Ördüğü duvar, çekül istemez, gönyeye gerek yok! Gönyesi Kur’an’dır, Çekül’ü Sünnet!..
Yürüyorlar kırlardan sokaklara, kucaklarında Kitap… Sımsıkı kapılardan içeri yürüyorlar! Dağlarda bekleyen nöbetçiler, kar altından baş veren kardelenler, ilkyazların engel tanımaz sürgünleri.
Baş aşağı ediyorlar, kötülükten, çirkinlikten yana ne varsa! Çarşılar, sokaklar, pazaryerleri… Şeytanların cirit atmakta olduğu plajlar, hamamlar, külhanlar… Toprağım insanı an be an bilinçleniyor. Kentlerdeki tüm şer odaklarını, horlanan O/NUR/larıyla denize döküyorlar.
Bir de bakıyorum, duvarlar ören parmaklarım, hapishaneler, zindanlar değil, okullar örüyor, koskoca bir dünya örüyor, muhteşem bir gelecek… Hazır tüm kötülükleri, çirkinlikleri yıkmaya, dört duvar arasına sıkışan, heyecandan sıkışan küçücük kalbim! İçine tüm yaratılanların ve Yaratan’nın sığdığı devasa kalbim!..
Ben, yerde yazılmakta olan şiirlerin uçmakta okunması için dizeler demetleyen bir şairim. Ben, yazılmakta olan eserlerin, huzurda okunacağından son derece emin, temkinli, dikkatli ve daima tetikte bir yazarım.
Ben bir yazarım. Aşktan geldim, aşkı öğrendim, aşkla yaşadım, aşkla yaşamaktayım. Sevdaya sevdalıyım, aşka aşığım. Allah’a kadar aşka âşığım! Sevgiler yazarım, iyilikler, güzellikler… Yıkmaktan yana olmadım hiç, batıldan gayrı… Daima hayrı düşündüm, mutluluğu hayal ettim, müjdeleri ve müjdeleyicileri zikrettim. Yemin ettim bu çizgide, sonsuz kere vurulsa başım, doğru bildiğimi yazacağım! Ben esenlikler ve güzellikler yolunun kalemiyim. Gerçeğin kalemi… Ölümüne koruyacağım Kelam’ı ve son nefesime kadar savunacağım, pırlanta tuğlalarla örülen kutsal kalemi!
***
Sevgili Kardeşlerim! Sizler de dikkatle okuyun ve okutun, e mi?
Dünyevi ve Uhrevi Mutluluklar Dilerim...
Onur BİLGE
Yüce Allah'tan rahmet dilerim...ne güzel eser...
Saygılarımla.
Kemal Abimizi saygı ve rahmetle anarken, ondan tam iki yıl sonra (yani dün) Hakkın rahmetine kavuşan bir başka düşünce ve yazın adamı Hulki Aktunç'un da nur içinde yatmasını diliyorum.
Güzel insanlar yine atlarına binip gittiler:((
_ Rahmetli Kemal Özer in aziz hatırasına adfen.
.
Rahmetli Kemal Özer (1935-2009), 1950 kuşağının önemli
temsilcilerinden olmasıyla beraber İkinci Yeni anlayışıyla da
şiirler kaleme almış olup, deneme, öykü, anı gibi diğer türlerde de
eserler vermiş bir şairdi.
.
'Bir gün ordaydık diyelim bu dünya konuşulursa'.. diyen,
( şiirin önemine ve yararına inanan) Şairi,
Allah rahmet etsin.
_
(2009 PEN Şiir Ödülü’ne değer bulunan şair 'in,
vefatından önce, şiirlerinden biri de
Antoloji de 'günün şiiri ' seçilmişti.)
Bir şiirinin daha 'günün şiiri' seçilmesinden mutlu olduk.
_
*********************************************
Antoloji.Com'a Vefası nedeniyle teşekkür ederiz.
*********************************************
www.antoloji.com/kemal_ozer /
********************************************
( Bendeniz de) Aklıma düştükçe rahmetli şairin
-kendi sesinden- 'şiirlerden bir gökkuşağı' albümünü
(kasetini) dinler, 'şiirlerden gökkuşağı'nda dolaşırım,
zaman zaman.)
********************************************
Ayrıca,
merhum şair'e de bir kez daha
rahmet dileriz.
********************************************
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta