Dualar sarmalar cezbeden sesi
Okşar kubbeleri ellerini aç
İftar intizamı rahmet gölgesi
Alınlar istiğfar tevbeye muhtaç
Göz kulak kalp şuur tefekkür hüzün
Fıtrata koşalım gece gündüzün
..
En hazini de
Ölü görü ağlamamıştan, düğün görüp oynamamıştan
Görmemişten, geçirmemişten
Kitap hitap bilmzden
Şarkı duymazdan farkı görmezden
Medet ummaktı ki
Şükür bitti
..
1/:
Çekilince denizden ağlar yukarı,
Işılar yosun yeşili gözler.
Deniz bereket sunar, bolluk sunar.
Denizciler neşeli,
Hor hor horona tutuşurlar.
2/:
..
Dağlarun başlarına kar yağar ince ince,
Düğün bir başka olur kız horona girince...
Oyna güzelum oyna, oynamayan kalmasun,
Çalsun tulum, kemençe, yansun ortaluk yansun...
Dereler akar gider, sesi duyulur sesi,
..
Bir tebessüm etsen sevenlerde düğün
gözü sende kalanların boğazında düğümsün...
Pamuk prensese hasret Yedi cücelerin köyü
Tavus kuşlarının rengarenk tüyüsün
Genç aşıkların yarını
..
Dert etme be gönlüm!
Kim diken görmedi ki?
Olsun be deli gönlüm
Sevenler çürümedi mi?
Aleme olsan padişah,
Bir nefesliktir ömrün!
..
KOMAYA GİRMİŞ; DERİN BİR UYKUDASIN!
Rüyalar aleminde yaşıyorsun adeta
DÜĞÜN-DERNEK, ZİL-ZURNA SENİN YASIN..
TÜRKİYE CENAZE EVİNE DÖNDÜ,
Her gün beşer-onar şehit geliyor,
GÜNEŞ BATTI, YILDIZLAR, AY SÖNDÜ,
..
Saâdet safâ devriydi bir dem düğün-toydu
Son Nebî’nin asrıydı Hakkın Habîbi O’ydu
Rahmân’ın son vahyini getirdi o has Elçi
Sâfî tertemiz, nûr pâk olur, soyu o soydu
Sidre-i müntehâda seyrân eyledi bir dem
..
Ah sivrisinek vınlamaları!
Yine buldun beni,
Tâ burada,demek...
Ah sivrisinek!
Ah sivrisinek vınlamaları!
Geldin kulağımın dibine,
Kurdun düğün dernek...
..
Yücelerden seyran eyle
Küstüm sana davras dağı
Düğün eyle bayram eyle
Küstüm sana davras dağı.
Orda sessiz duruyorsun
Olayları görüyorsun
..
Bir delinin rüyası gibi çatlak şarkılar var bende. Marazi bir su boşalır testilerimden. Yürürüm yürürüm susarım. Ellerimde bir damla su, ayaklarımda derman kalmaz. Bütün çabalarımın sonucunda, ellerimdeki testiler gibi kırılırım. Sokağa dökülürüm. yine de bir damla su çıkmaz bedenimden. Çünkü kurutulmuş bir gül gibiyim hayat kitabının içinde. mutluluğun güneşi her sabah doğarken penceremde, bir baktım sen kızıl bir renk olmuşsun perdelerimde. Ne kadar güzelsin derken, bir deniz dalgası, bir martı sesi oluverdin beynimde. Seni düşünmek denizler kadar engin, mavilikler kadar serin, güneşin doğması kadar kızıl bir düşünce olur bende. Ne olur beni hiç terk etme. Çünkü o vakit med cezir olur hayatım.
Sen çekilip giderken, sahilimde ne ayak izin ne de endamından bir iz kalır. Tüm kumsal dolar ciğerlerime. boğulurum sensizlikte. Kalbim yuvasından yere düşmüş bir kuş yavrusu. Gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi. Gözlerim uçamamakta. Bakışlarım ağacın altında, soğuktan nemlenmekte. Ağladığımı sanmayın sakın, gözyaşları beni hiç ilgilendirmemekte. Bir ağaç, duygusal bağ kurmadığı meyvelerini kuşlara kaptırmakta. Ne nefret ne sevgi var içinde. Ben ağaç altında çırpınmaktayım. Ağaçta bir kıpırtı yok. Gölgesi karanlığı resmetmekte. Çiçeklerinde beyaz kelebekler gezmekte. Bugün ne kulağım ne gözüm. Yüzsüzlük böyle bir şey herhalde. Yüzümde bir gram ifade yok. Tartılsam, hafif gelir bana acılar: Acılar kefelerimde ölçüsüz. Bırakın beni ne olur. Sanmayın acılar beni borçlu bırakır. Öderim her kuruşuna kadar acıların bedelini.
Bana terazinin aklından söz etmeyin. Terazi duygularımın ve düşüncelerimin ağırlığını ölçemez. Bütün adalet sistemi nesnel olarak hep yanlış işler. Vardır bir kusur, matematikte. Matematik beni hep bir alt sayıya ve üst sayıya yuvarlar. Matematik bu yüzden küsüratlarımı görmek istemez. Bütün bilim dallarında çiçek açmak isterken, laboratuvarlarda hep kuru bir dal olurum. Kuru bir dal diye küçük görür beni insanlar oysa: Dalın hiç aklı yoktur; ama bir dahi ressamdan daha güzel çiçekler çıkartır ortaya. Bu sebepten ne dahilerle işim olur ne de bilim insanlarıyla. Kendi aptallıklarım yeter bana. Onlarla el ele verip halay mı çekeyim? Düğün dernek kurup, bütün dutları önüne dökmesine rağmen, bir bülbüle sevdiğini kaçıran damat gibi yeteneksizliğimle yatıp yeteneksizliğimle mi kalkayım? Öyle olmaktansa, bir kütük olurum. Kütükten yontarım kendimi. Bir kalem olurum. Yazarım, boşluğa kendimi. Yüreği boş olanlar o zaman anlarlar beni. Bir çift oluruz, bir çift söz oluruz seni seviyorum gibi beni anlayanla. Açarız beraber kiraz çiçekleri gibi ağaçlarda. Kuş yuvası olur evimiz. Yavrularımıza ve birbirimize duygusal bağlarla bağlanırız. Düşmeyiz bir daha yerlere. Bizi görenler dut yemiş bülbül gibi olur. Eski aşklar, altımızda dut çürükleri olur. Bizim değil başkalarının ayakları altında ezilir. Biz de kuş bakışıyla bakarız olanlara. Hakkında konuşmayız kimselerin. Çünkü dut ağacından iyi keman çıkar. Yontarım yine kendimi. Bir keman olurum. Özgür atların kuyruklarından yay için kıl alırız. Sonra ben çalarım, sen söylersin. Bir senfonik mutluluk yaşarız. Şarkılarda koşar, şarkılarda coşarız. Ey sevgili kibrit kutusuyla toprağa gömülen kelebek gibiyim. Öyle çaresizim ki ne bir ateş yakabilmekteyim karanlıktan kurtulmak için ne de bu cehennemden kurtulabilmekteyim. Kibrit kutusuyla toprağa gömülen kelebek gibiyim. Ne ateş gülleri çıkmakta benden ne de pervane gibi ateşler içinde yanmaktayım. Ah bakışları cehennem gülüşleri cennet olanım. Sakın gülüşlerime aldanma. Ey sevgili eğer ateşimde yanmak istersen beni öperken gözlerime bak ve sakın korkma.
..
Cumanızı kutlarım,
Hiç bitmez umutlarım,
Nefse musallat olan,
Her ne varsa şutlarım.
Cumanızı kutlarım,
Mübarek olsun derim,
..
Korktukça büyüdü gözlerimde ölüm
Küçücüktün oysa sen sevdam
Ben öldüğüm gün.
Yaşam doyulmaz pınar
Ölüm ayrılığa bir düğün.
Ne sevdam yok olacak,
..
Gelenler gidenlerin heybesini izini doludizgin yaz kirlangiclariyla sigircik sigirciga konup havalanan mevsimlere destelenip tirpanlanmis ekin boyu tarlalik firezlik…
Gökyüzü mavi dedikce mavi. Arasira süs teyyareleri ve arasira ucsuz bucaksiz kol kanat yetismeyen derinligin suluboyasindan beyaz bulut lar serpistirip dokunduracak kadar gökyüzü mavi, yeryüzü sari sicak yaz…
Seklemlerini yuyan bir pinar, selvi kavaklarin igdelerden asagiya tütüp giden kizgin kavrulmus günü sabah serinliginden alip `bütün kuslar yuvasini yapmis dügün dernek icinde, medarim ömrüm ben bir serce kusu kadar bile olamadim `dertlisinden saz calip keman girnata…
Baglar budanir, bahceler bickin….
Sogandan büberden girmizidan duttan erikten bülbülden, karamih bayirlarinda kizil topraklara navruz cemreleri nasil düser dökülürse, öylece harman yeri olur giderdi etekleri ocakta kurulu sofralara ögün krtarmaya tutusmus kizlar gelinler…
Ve biri gitmeden biri gelirdi. Daglar sahit tepeler isaret yollar kilavuz… her yorulan yolcu atlidir belki, belki katir, belki essek…tirnagina tas degmis onca dünya yükünü bir solukluk bir arada bir siginak deresinde NALBANT BÜBERHASAN `ìn evini kime sorsan söyleyen…
Hep bagda derede dagda sürüde yabanda yazida cardakta harmanda, kendi güzelligini hic yitirmiyen ve hep yaslandikca her avare zaman yolcusuna yitip gittigi dünya yalnizliginin yoksul yanina bildigi gördügü INSAN GÖRGÜSÜNDEN ele avuca sigmayan gönül zenginligini rehber edinen…
..
Her gün kimine düğün, kimine ölüm günüdür
Ah dostlarım ah yine bugün anneler günüdür
Bir yanda gülen diğer yanda ağlayan anneler
Bir yanda gülen diğer yanda ağlayan evlatlar
Bugün gülenlerden ziyade ağlayan anneler var
Ah bir görseniz ah bir duysanız ne dertleri var
..
Nice yarlar, tepeler aştı bakışların,
Göğsünde ezeli sevdaların nişanı...
Hep başkaları için oldu yakarışların
Diğerkâmlıkta buldun hakikat olanı.
Hüzün sana kaldı, kimilerine düğün...
..
Murat suyu derin akar
Can alıp yürekler yakar
Karşıda aslanım yatar
Gözlerim de yaşlar akar
Muradıma pusu kurmuşlar
Murat suyu bulanık akar
..
Artık eskisi gibi olmaz, gönlüm yedi soğuğunu
Sabret dedi erenler, Allah (c.c.) görür gönül kırığını
Kırk kez hacca gitse, kaf dağına yükselip inse,
Bencil kuşun kanatları, arar, bulur kendi toprağını!
Dünyalar onun olsa, bilmez nereye koyacağını!
Bizim sözümüz kimisine hoş, kimisine boş gelir,
..
Yapma dününü bugün,
Her günün olsun o gün,
Kalsın gününde her gün,
Dün ölüm, bugün düğün.
Hayat bu, akıp gidecek..
Kimseden izin istemeyecek,
Kâh ağlatacak. kâh güldürecek,
..
Sevincimiz,acımız,
Özlemimiz,sancımız.
Dile gelir sevdamız,
Türkü ve şarkılarla.
İnsanın hayatına,
Tutar her zaman ayna.
..