Adil Dedenin keyfi yerindeydi. Karanlık kışlık odadaki baş bucağa oturmuştu. Büyük oğlu kocaman çam kütüğünü ocağa atmış, kütük çıtır çıtır yanıyordu. Küçük pencereden dışarıya baktı. Dışarıda diz boyu kar vardı ama güneş açmış ortalık pırıl pırıl görünüyordu. Canı dışarı çıkıp dolaşmak istedi:
-Kocakarı benim yün çoraplarımı getiriver,
-Ne yapacaksın çoraplarını,
-Çoraplar ne yapılır, giyeceğim,
Fatma kocana hiç ses çıkarmadan yatak odasına gitti, yün çorapları buldu ve getirip verdi.
Bir bakışki açıyor gönül muammasını,
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Devamını Oku
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,