Varsın düşüyüm tahtımdan
Gözüm yok az’dan çoğundan
Aşklardan yalan sevdadan
Bu kahredici beladan
Son pişmanlık da gelmeden
emrine şükür cenabı mevlam
halimi derdimi kime yanam
boyun büküp huz’runda el açam
derlerime derman medet umam
yandı bağrım bir vefasız için
Kime ne yaptım yarabbim
Namerde el etek açtım
Kırıldı ayağım elim
Afeyle beni Allah’ım
zevkine olmuş bir köle
desende asi bir serseri
konuştu elalemin dili
görünmez hançerlerle vurdu
temennim sade bir huzurdu
arayıp durdum vuslatımı
kar yağsada umutların üstüne
hayaller kurmaktan sakın vazgeçme
buz tutsada yollar güneş niye var
yüreğin taze umutlara gebe
buz tutmuş yollar seni yıldırmasın
Beri dur gönül beri dur
Sen ona yana yana dur
kalpte ateşi yaka dur
Bir gün kül olup da gider
Ne kaşı,gözü,ne yüzü
dinmek bilmeyen ağır sancılar
her söz garip sinemi yaralar
kalır geriye ağır yaralar
gönül dert kapısını aralar
sıradanlaştıki artık herşey
sevmek neydi? çile mi? hasret miydi?
gönüllere ateş mi düşmesiydi?
hayaliyle murada mı ermekti?
günlerce yolunu mu gözlemekti?
vuslat için naçar beklemek miydi?
Yetti ayrılık yetti canıma
Taş olsa ağlardı efkarıma
Bir kere kapıldım rüzgarına
Yanıma gelsen halimi sorsan
Baharı yazı da yok sızımın
Esti bahar yeli dert bağına
Gelmiş yirmi yirmi bir yaşına
Al şalları giyinmiş sırtına
Samyelini yakıp yıkıp gider
Bir bakışıyla beni yakar dağlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!