hüzün olgunlaştırır mı?
yoksa alıştırır mı;
hep beni mi bulur,
hiç sana uğramaz mı?
sarmaz mı içini derinden;
seksen bir İl'im cennet Türkye'm
cennet parçasıdır her bir köşen
her güzellikte farklı bir desen
gurbette çoktur seni özleyen
dört mevsim bir arada yaşanır
yağmur yağıyor inceden ince
aklımda binbir düşünce
gönüle hüzün düşünce
durulur mu ki boran dinince?
ıslat yağmur saçlarımı
Yağmurdan ıslanmış sırılsıklam olmuşum
iliklerime kadar üşümüş,donmuşum
her yazım,şiirimle senle dolmuşum
kaçtıkça daha da çok tutulmuşum
bir çay yap ince belli bardaklarla
gözlerim aramasa
yüreğim kanamasa
içim kan ağlamasa
ne olur
yollar umuda çıksa
iflah olmam ben
baktıkça bana gözlerin
çaresizim birşey gelmez elden
içimi yaktıkça o gözlerin
dertten derde düşürür
bir kar yağıyor inceden ince
belki dün başladı belki gece
ortalık beyaza bürününce
içimi ferahlatır garipçe
beyazlasın evlerin çatısı
Bana bir haller oldu
Artık her şeye üzülmüyorum
Akşamları yürüyüşe çıkmıyor,
Hüzün denizine düşmüyorum
İlkbaharlar yaza dönüyor
saçıma ilk akı düşüren tasasın
uykusuz gecem bitmeyen sevdamsın
içimde buruk garip bir acısın
beni mecnun eden Leyla mısın?
yakınken asırlar gibi uzaksın
Gönlüm Kırık,
Umudun yıkık,
Yüzüm asık,
Nasılsın diyorsun.
Köz düşmüş içime,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!