Biz ki,
Ellerimiz kanaya kanaya açtık karanfil bahçesini,
Avuçlarımızda nasır, gözlerimizde yıldırım taşıdık,
Ekmeği tuzla, umudu kanla yoğurduk
Göğüs kafesimize sığdırdık dünyayı
Toprak dediğin, kadının yüreğidir
Hem beşiği, hem mezar taşı
Toprak dediğin, kadının sırtında çatladı
Her çatlakta bir filiz, her filizde bir haykırış!
Küllerinde saklanan isyan!
Analarımız,
Kara çarşaflara sarılı direnişin haritasını çizdi,
Beşik sallarken devirdi kralları.
Bir fabrika duvarına asılı bayraklar gibi
Terinin tuzuyla pişirdi ekmeği.
"Açlık," dediler, " kırmadı dizlerimizi,
Çünkü yürekleri, bir grev çadırıydı."
"Ateşi söndürmek mi?" dediler,
O ateş, beşiğin altında yanan ocaktı!
Kız kardeşler,
Cam tavanları yumruklarıyla deldiler,
Camın kırıklarını taktılar bileklerine,
Parmak uçlarında taşıdığı ojeler,
Kan kırmızısı değil direnişin bayrağı
Gecenin karanlığını saçlarıyla diktiler
"Gülüşümüz,"* dediler, "silahımızdır''
Güzellikleri değil,
Yüksek topukları kırıdı zincirleri
Ve ben,
Bir kadının soluk alışında saklıyorum tarihi
Merdiven altı atölyelerde ter döken,
Tarlalarda güneşe kafa tutan,
Kitapların kenarına çizilen öfke çiçeklerinde
Her sayfa, bir yumruk izidir sessizliğe
Her sayfa, suskunluğa vurulan bir tokat!
Bugün,
8 Mart’ın çiçekleri kanla sulandı,
Kökleri hâlâ sımsıkı tutuyor dünyayı
Kökleri hâlâ grev çadırlarında
"Gül değiliz," diyoruz, "ateşiz biz''
Söndürmeye çalıştıkça gökyüzünü yakarız!
Dinle ey dünya:
Kadınların sessizliği en gürültülü çığlıktır!
Kadınların sessizliği, dağları deviren bir uğultudur!
Her 8 Mart,
Yeniden doğuşumuzun ateşidir.
"Biz ki, küllerimizden bin kez doğanlarız
O küllerden bir orman yaratırız
Her ağaç, bir kadının adını haykırır
Bu kez sönmeyecek yangınımız!"
Kayıt Tarihi : 8.3.2025 09:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!