sessizliğinle çekildim akşamdan
zeytinin burukluğuydu. göğsünden sarkan kolyedeki
senin ömründü damla damla o şiirlere düşen
cilalanmış öykünüşler savururken gördüm ufka
hangi uzaklığı taşıyacaktın gurbetine yalınayak
ne ki
şaşırırcasına seni düşünmek acz içinde
anlıyor beni bu cumartesi bu yakıp kavurduğun ortalık
gölgelerimizde arınmak belki sarnıç iniltisi
çıldırmak eski moda akrep telaşı biraz yasemin huysuzluğu
dudaklarda ıslaklık kokusu sanki tekdüze iki karşı kıyı
ah ağaçtaki oyukta yığıştırdığın pulsuz zarflar
şimdi yoğunluğunu anımsamayan uçurtma
nasıl eğilip bükülüyor duvarlardan akan duman
sen şimdi o salaş odanın talihsizliği içinde yakarışlardasın
kalbimiz uykusu kaçan ud telleri gibi gergin
konusu yok bu avuçlarımızda buruşturduğumuz telmihlerin
yakacaklar bizi bu mahçup bakışlı kınalı şahikalarda
camdan bakarken dizlerimizdeki dermansızlığa ay….
Kayıt Tarihi : 16.9.2025 18:12:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!