Bayram'ın evladıydı, Gökhan adını taşıyan yigit
Aksaray'ın yıldızi oldu, parlayan.
32 bahar görmüştü, genç yaşında şehit,
Kardeşleri ağladi yürekleri buruk,
Bayram'ın yüreğinde acı, gözlerinde yaş,
Vatan için verdi oğlunu onurlu bir ağaç.
Bir sabah aklına ben gelicem,
Yatağında doğrulup düşüneceksin,
Bana aldığın o ayı tokat gibi çarpacak herseyi bir bir yüzüne,
Pişmanlıktan ağlayacaksın.
Ben diye yastığa sarılacaksın,
İşte yine gece
ve ben yine dilimle dudaklarım arasında sıkışan kelimelerin
can çekişmesine şahit oluyorum
Bir damla yaş eşlik ediyor duygularıma
Gözlerimde kabir azabı dünler
Jilet atıyor yaşlar yine göz bebeklerime
Ah deli sevdam
Gözlerimin o nazlı bakışları,
Dudaklarımın o tatlı tebessümü, Yüreğimdeki bu sonsuz hasret
İçimin kor ateşi.
Ah deli sevdam
Ne zaman güldüreceksin fakirin yüzünü?
Kiminin ekmeği yok yemeye,
Kiminin cesareti yok sevmeye.
Dertler çok, derman yok.
Fakir bulsa bir tas çorba, bin kere şükreder;
Zengin kaybetse bir Porsche, “Sadakam olsun.” der geçer.
Bana gelen tüm yollar ahimla yıkılsın.
Öyle bir yangın düşsün ki yüreğine,
Dudaklarımdan dökülen her söz har olsun.
Yandıkça beni ansın dilin,
Ansızın yüreğine dolansın ellerim.
Teyze bir çay koyup anlatmaya başladı.
Yüzünün çizgilerinden yılların yorgunluğu akıyordu.
Dudakları kaygılıydı, dili ise suskundu.
Maviydi gözleri… gökyüzünü kıskandırırcasına.
— Evlat, dedi sesi titrek, yüreği ürkek.
Biliyormusun sevdamın en koyu mavisi
Adam seni çok özledim
Dilim inkar etse de sevdiğini
Seni hala çok seviyorum
Unutamıyorum
Sesini bile o kadar özledim ki
Ah lavinyam ah
Cennet çiçeğim
Yanağından akan yaşları parmak uçlarıyla silsin rüzgar
Saçların dolansın sevdanın parmaklarına
Üzerinde rengârenk baharlar çiçek açsın
Sen ağlama dağ çiçeğim
Geceleyin bir ses böler uykumu
Sen gelirsin aklıma
Yastıklar ağlar
Yatak çaresiz
Tavan üzerime üzerime yıkılır
Ciğerlerim parçalanır
Hayranınım deniz hanım
Siz İzmirlisiniz galiba. Ben de Aydınlıyım, hemşeri sayılırız. Birbirimizi takip etmeye yorumlamaya ne dersiniz?
Dost selamlar.