Kocamış bir ardıcının yalnızlılığını örter sis.
Sevgiliyi sarar gibidir,
Kayalara dolanmış dalları.
Kırağı düşer pörsümüş kabuklarına.
Kimbilir,
Kaç bin yıl kaç bin öykünün
Tanıklığını etmiştir.
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Devamını Oku
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Kayalara dolanmış dalları.
Kırağı düşer pörsümüş kabuklarına.
duygularınıza ve kaleminize sağlık.
şiirlerinizde tarih kokusunu güzel vermişiniz.Tebrikler , Biz tarihle az ilgileniyoruz galiba. Ne dersiniz? Hüseyin Seyfi
şiirlerinizde tarih kokusunu güzel vermişiniz.Tebrikler , Biz tarihle az ilgileniyoruz galiba. Ne dersiniz? Hüseyin Seyfi
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta