Kaldırımlar acıtıyor içimi.
Yâr’sız bütün sokaklara dargınım.
Yokluğun üşütür ıssız şehrimi,
Ben sana değil kendime dargınım.
Çareler çaresiz kaldı yarama.
Hançerle saplandın kara bağrıma.
Akşamla düşer bakışın aklıma,
Sükutlar giyinmiş dile dargınım.
Konuşsam da kimse laf anlamaz ki.
Sözlerin bilmece çözülmez sanki,
Derin kuyularda yankı oysaki.
Sevgiyi çalmayan saza dargınım.
Kalemin sessiz çığlığına düştüm,
Köşe başlarında seni düşündüm.
Senindir senin sol omzumla göğsüm,
Sensiz geçen günlerime dargınım.
O eskimiş takvim yapraklarından,
Hayatın mazi tarafında kalan,
Tozlu raflardan gözlerime yağan,
Yangına dönmüş ateşe dargınım.
Gönlümde yankılanan ezgiler var,
İçten süzülen ilk damlada o var.
Sabahlarla uyanan hasreti var,
Bir türlü açmayan güle dargınım
Dört bir yandan sardı meçhul anılar,
Yaralı kalbimde yanan kor köz var.
İhanet dinmez sıklıklarla boğar,
Harflere yük olan dile dargınım.
Bu bedenimin can suyu çekildi,
Taşa toprağa kokunla ekildi.
Senelerce uğruna sürgün yedi,
Vefadan yoksun yıllara dargınım.
Rüzgârla savrulan yaprak misali,
Yaşla uyanan yasak düş misali,
Aynalara yazılan aşk misali,
Yalan dolan boş sözlere dargınım.
Kumcuoğlu, üç beş tel kırık kesik.
Seni anlatamam, notalar eksik.
Aşkın sen hâlinde dokurum mekik,
Melodisiz her tınıya dargınım.
26 Temmuz 2024 / Cuma / Ankara
Halil KumcuKayıt Tarihi : 26.2.2025 10:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Dargınlık, bir aşkın kaybolan notalarının sessiz yankısıdır; ne bir özür, ne bir söz, sadece derin bir iç hesaplaşmadır."
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!