Sır perdelerini aralıyorum yavaştan senin için:
Sallanmadan uyurum önce saçlarım terler,
Ateş solurum sen rüya görürken,
Kokum önce sana sonra çarşaflarına siner.
Engel olmadığın her duygu için ödülün hazırdır.
Bekletilmezsin bunlar sıralanmış gibi asker,
Lutfedilmeye nazırdır.
Kanamadığın her günün gençlik suyuna kanarsın.
Kolaylaştırılmış bir zaman aralığında yaşam,
Gözlerine pas parlak görünür.
Ya büsbütün titrer evren ya nefeslidir hatun.
Aralanmış perdeler tülden mi sanmıştın?
Öyle tacı, kabuklarından ayrılmamış kağıttan,
Kurşun kalbini delmemiş odundan ben de yaparım.
Sen kalkan kardan haber ver, bahardan!
İngilizce geçsin altın suyuna batmış zincirlerin altından.
Bazı beklentiler oturulup konuşulmaz kahve ile,
Cilvedir bunlar, anlaması çok da zor değil böylece.
Sohbeti geçmişken ricamdır; bir isim vermeden önce,
Doğa yürüyüşleri, meşk, müzik ve yalnızca biz olsun.
Yanlış anlaşılsın bütün emellerim ki tavırlarım;
Cezası budur maalesef sevgili ve tutkulu biri olmanın.
Milyonu bir fikir çıkartamaz bağnaz insanların,
Var sen böyle sığ, şöyle sin olma...
Ağıtlar bize ilham versin,
Kantolar kültür ve dramalar ders,
Başını kut'a kaldıran ayçiçekleri olalım.
Öğrendikçe aslını ben yine sana bir kaç kıta yazarım.
Gökay Yaşar Üzümcü
Kayıt Tarihi : 14.3.2022 20:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bazı kelimelerin üç den fazla anlamı aynı anda kullanılmıştır.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!