Dünya olmasına dünya idi.
Ya senin yüzün...
Ne tahtalar geçmiş
dişim
Adı konmamış hazine
Kulağımda
Sesinin tınısı
Timüsten atıl gürültüden arda kalan.
Bulanık dere
Demir
Beton
Ve şehirlere alışmıştı insanlar.
Kuşları kafeste
Çiçekleri de saksıda
Bir sokağı geçiyorum şimdi
Bir sokak
Bir sokak
Bir sokak daha elimde sallanan köstekli, zaman
Gece yarısı dudağımda utanmaz şarap kokusu
Yitmiş geleceğin öyküsü bu
Çekilmiş bulanık su
Dökülmüş mahmuzları anlatan
Taş üstüne taş binen balçıklarda!
Hayret !
Anımsatan ibadetti bu hapşırık
Anneannem diyorum
Anne...
Üç kez ağzıma
Üç kez burnuma
Kaçışırdı çocuklar
Beton dam altı
Beyaz ışıklara.
Benimdir sokak
Titreyen ayna
Arkamda kör, budala
Kaç gemi yürüdü
İstasyonlardan
Kaç tren
Öyle boğazını sıkan
Babalardan alıp kendirini
Mavi sular
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!