Çile Gelirse Dile Şiiri - Önder Karaçay

Önder Karaçay
2671

ŞİİR


81

TAKİPÇİ

Çile Gelirse Dile

Yaşamın her satırı ayrı bir sözü bilgedir
Yazın kelamın dili kime posta edildiği evrensel kendi içi dolu bir sistemdir

Zaman değiştiriyordu en keskin görünen gerçekleri bile,
Bilmelisin ki bu sözler samimiyetle geldi dile

Dimağımızın köleleri kararlarımızın dizginlerini bıraktı kendi başına,
Şiddetle yerinden fırlayan kinler şimdi yerinde mi sayıyor,
Ham meyve çekinceliğinde tutunuyordu, dal verdi meyve ağacında
İlk zamanlarda yaşama, olgunlaştı tadından yenmeyen bir dev şimdi

Silkindi ve düşmedi yere dalından,
Silkeledi hile silkeleyici bir yiyici
Düşürdü onu dalından
Tutunacak kanlı bir el arıyor şimdi
İnsanlık her çağda
Bir tek kendine olan borcunu ertelerdi,
Ödemeye ömrü yetmezdi, her insan kendine borçlu giderdi.

Barışı bozdu, barış diyor
Yarısı bozdu, yarışamıyor diye şimdi suçlu arıyor

Tutkularımız, hayallerimiz öyle buyurur,
Tek boğaz bir buyruk koca bir ulusu mu yiyor?
Acı ve sevinçler eyleme döküldüğünde kendini yok eder.

Mutluluk çok fazla öz güveni yüksek bir duygudur,
Mutsuzluk ise yası çok fazla uzatır.

Acı bayram gibi gelmişse yaşama, sevinç başlar ağlamaya, kim hazırdır
Dün övüyordu bugün övdüğüne sövdüğünü sanıp kendine sövüyor
Dizi derman tutmuyor ki
Kararını zamanında dövmeyen dizini bile dövemez

Zamanı zulüm çağ işte söyletiyor

Hangi insan cevabı bulunmamış soruların hepsini cevaplamış ki
Her insan bir soru, bir sorun bırakır da gider

Endişemdir geride yüzüme sönlenemeyen cesurca dile gelir
Bunu durdurmak çare midir?

Gelecek yoksa yeni sorun nasıl üretir?

Düşenleri önce en yakınları terk eder,
Bundan bize bir fayda yok diye
Fakirin birinin başına talih kuşu konar ise, bu hal düşmanı bile dost eder. Yaşam böyle anlamını bulup kaybetmiş madde dolu bir çiledir.

Bir yaren aramayan yarsız kalmaz,
Ayrı düşmüş yalnızlıkların arayışı yari bile düşman eder imiş keder!

Nasıl bir insanlık çağında yaşar olduk,
Ağaçların kesenlere, kesmeyin diyenleri, yaşamdan kopararak önünü kesiyorlar.
Kendilerinin önünü açtıklarını sanıyorlar

Ve diyorlar ki; sesini çıkarma,
Sen de ye, iç, tüket, tembellik et,
Yarım yüz yıl sabrı eylem yapmamış biri yapana boşver diyebiliyor
Yine de boşveremiyorum
Hadsiz bilir doludur yaşam
Kal hep birilerine muhtaç
Sizin yediğiniz içtiğiniz kimindir?
Diye sorma elinde avucunda ne varsa alırlar, aç kalırsın aç

O zaman bu satırlarda ne ararsın?

Tarih her zamanında insana hep aynısını söyler;
Hak yeme, hak yedirme,
Sonra niyetler olur toz duman,
Hayallerin için atarsan parende, olursun yerle bir yeksan yerde!

Münzevi bir çiledir yaşam insana, insan yüzünden!

Gülümseme mecalini kısaltan bir ömür, sığmaz kimsenin yüzüne
Fareli arşivin kağıt toplayıcısı yazarlar, sözleriyle vurur insanı yanlışını çağdan çağa insanın yüzüne..

Bu bilgiler kendisine nasıl geldi sanır!
Sınanır, yaşam fırsat sunar, kafası midesi gibi bulanır

Sonsuza kadar kiminle konuşacak bu satırlar
O gün ne diye yazmış diye boşuna yazanı hatırlar

♾️▪️Önder Karaçay ▪️♾️

Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 3.7.2025 21:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


▪️♾️▪️▪️TÜRK ▪️▪️♾️▪️ ➰ Yaşı geçtiği halde nefsi egitilmemiş tüm iki ayaklı yaratıklara yazıldı.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!