Bu günlerde biraz telaşlıyım bayım
Biraz hüzünlüyüm birazda sessiz
Sonbaharın o yıkık döküklüğü yine üstümde
Çıplak ağaçlar kadar utangaç ve mahçubum
Üşüyorum bayım solgun yüzlü çiçekler kadar üşüyorum
Çiçekler ölüyor o güzelim papatyalar laleler
Ben görüyorum gördükçe dahada üşüyorum
Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
Gece şehrin kapısından çıktı:
Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
Kara sevdalı birer aşıktı.
Bir hayalet gibi dünya güzeli
Devamını Oku
Gece şehrin kapısından çıktı:
Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
Kara sevdalı birer aşıktı.
Bir hayalet gibi dünya güzeli
duygulu bir şiirdi, kutlarım
Soyadımı değiştirsem mi dedim...
Şiirdeki "Bay" bayağı etkiledi beni.. O duyarsızlık, o hamlık, o kendini dünyanın efendisi saymışlık rahatsız etti, hatta kızdırdı..
Çoğumuzun "yabancılaşma" diye tanımladığımız olumsuz değişim, şiire de konu..
Çünkü biz Türk'üz, "bu tip insanlardan", o "baylardan" değiliz..
Hele çocuklara karşı..Asla gaddar olmadık, olamayız!
Hala Arapların cahiliye dönemini dilimize dolar, "iyi ki farklı bir medeniyetin insanıyız" deriz..
Çocuk sabidir bizde..
Çocuk sevilmeye, sevindirilmeye, korunmaya, kollanmaya layıktır.. Evin neşesidir, yarınımızın gayesidir çocuk..
Çocukluk en güzel çağıdır kişinin, ki sıkça geri dönmemizin nedenidir..
Şiir, işte o yabancılaşmanın, çocuğu çiçeğe benzeterek kendince onu korumanın sözcülüğünü yapıyor..
Daha yazılır ama vakit cuma vakti..
Tebrikler Orhan Bey, Genç Şairimiz..
Şiirde 'bir söyleşi tadı' var, aynı zamanda içinin acıdığı bir konuda yanlıştan çevirmeye çalıştıklarını ikna çabaları da....
Çocuk - çiçek eşleştirmesi çok yakışır birbirine... Nahiflikleri, dayanıksızlıkları, korumasız oluşları.... gibi birçok özellik sayılabilir....
Şiirde en çok sevdiğim yaklaşım, bu aralar bazı şiirlerde gördüğüm ve gözüme batan ayırımlara karşın, bütün çocukların 'tek bir çocuk' gibi algılanıp eşitlenmesi olmuş... Bu bakış açısına çok ihtiyacımız var gerçekten....
Dünyanın en masum canlısı çocuklar.... Irklarını, dinlerini, ailelerini, coğrafyalarını seçmediler... Gözlerini hırs ve kin bürümüş 'canilerin' en savunmasız canlı çocuklardan bu ayırımın farklarını 'öç alır' gibi çıkarmaları onların ne kadar korkak olduklarının ispatıdır aslında...
Nazım Hikmet de 1956'da yazdığı 'Kız Çocuğu' şiirinin sonunda şöyle der:
...............
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
Şiirin bazı yerlerinde 'çocuk' konuşurken bazı yerlerinde de 'içimizdeki çocuk' konuşur... Bu, çok doğal ve anlatımı zedelemeyen bir aktarımla yapılmış....
Duyarlı yüreğinizi, konuya yaklaşımınızı, şiir dilinizi ve konuyu işleyişinizi içtenlikle kutlarım Orhan Bey....
Başarılarınızın daim olması dileğimle.... Saygılarımla.....
Çok çok güzel bir şiir. Doyurucu, evrensel, duyguların evrenin dört yanına varışını simgeleyen betimleme... Şiirin özü akıl, duygu ve gerekler değil mi. Uzun sözün kısası
sevdim şiirinizi kardeşim. Sizi kutluyorum. Doğan her çocuk o kadar masumdur ki, süreç içinde onları olumsuz yollara iten onlara etki ederek toplumun birer canavarı olarak değerlendiren onlara gerçek değerini vermeyen çirkin insanların düşüncesidir.
Başarılar sevgiler... Daha başarılı şiirlerde buluşmak dileğimle...
Acı ve hüzün doruktaydı şiirde...Tebrikler şair...Yüreğinize sağlık...
Evet şiir beni aldı götürdü biryerlere hüzün çöktü içime televizyonlarda kan revan içinde çocuklar bir bir geçti gözümün önünden filistinde suriyede ve dünyanın her yerinde açmadan solan çiçekler gibiydi onlar vicdansızların dünyası oldu dünya çiçekler öldü çocuklar öldü ve İnsanlık öldü. Duyarlı yürek sesinizi ve şiirinizi kutluyorum.
O kadar anlamlı o kadar cesur bir şiir ki Orhan kardeşim yüreğine sağlık. Yer yer boğazım düğümlendi okurken çok da duygulandım. Tebrikler kardeşim yolun açık olsun. Saygılar
BAHARI YAŞAMAK ARZUSU VARKEN GÜZÜ YAŞAMAK DERLE BUNA KEDER YĞKLÜ YÜREĞİN SESİ KUTLARIM
Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta