Bir gece....
Issız yollar, adımlarımı arşınlıyor,
karanlığın ördüğü duvar ardında,
benliğimi sıfırlıyorum.
sen!
Ey güzel insan!
Sevgiye öyle acmışım,
Kalbimi sonuna kadar açmışım,
Ey güzelim! ben seni değil,
bendeki seni sevmişim...
geçse haftalar,aylar,
Fotograf kadrajına sığan bir an...
zaman bile ölçemez o anı,
bir kıvılcım,
bir ürperti,
iki çift bakışın buluştuğu an...
uzun uzun cümlelere de gerek yok
şiirin yılgınlığı,
şairin aymazlığındandır.
suç nedir?
suskun dudaklardaki tek hecede...
ya ceza?
kelimeler kurşuna dizilmiş,
Siyah gecemi?
ölümü,yüzüme çarpan...
Ya yalnızlık?
üvey aşkım gibi kalbimden vuran...
Şimdi şu dört duvarı bir nefeste içime çeksem,
içimden çıkmaz inan,
Yağmur yağmış istanbuluma
mevsimlerden sonbahar...
ve sabah..
güz güneşi ısıtmasada,bütün parlaklığıyla,
ıslanmış yaprakları yalıyor..
Kışa boynu bükük yapraklar,
İçimde karanlık adım adım ilerliyor,
Şeytan kanat takmış ardım sıra geliyor.
Doğan gün, gebe kalmış,
Güneş, gözlerimi çalmış,
Bebek, annesini satmış..
Yalnızlık elbisemi sırtıma aldım,
Bavulumda pıhtılaşan anılarım,
Ben bu şehirden gidiyorum.
Ve
Biliyorum
Bana gitme demeyeceksin.
yok,yok...
bir adım daha geri,
şimdi oldu,
gönül kadrajıma girdin...
vizörden sana bakıyorum,
gözlerinde tatlı bir hüzün,
Erkek hoyratlığında,
İsrafil'in suru üflemesindeki sır gibi
hava nefesinden üfledi ateşe...
Ateş, Cebrail oldu...
Güneşin ilk ışıklarında,
yağmusuz şimşeğin celalindeydi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!