uçurumun kıyısındaki bir hayatın,
için için yanan bombasının pimini çektin,
patlıyorum alabildiğine sessizce..
anlık patlamayı,
günlere yaydım..
her gün dağılıyorum parça parça,
Çemberlitaş'ta bir medresede
işretin muhabbete karıştığı hengamede
Cahit Sıtkı melankolisidir
nargileden fokurdayan
bir yanımda tortop bir kedi
yamacında bulmuş sakin bir liman
ben karanlığın çocuğuyum...
annem beni çamurla emzirdi...
aydınlığa el sallarken,
yaşlı gözlerimdeki başım, dikdi...
beklerken içimde hüznü,
bir gün daha bitiyor hayattan
cigara kağıdına sarılmış ömürler
tüttürülüyor pervasızca..
en derin içine çekilesi anılar,aşklar,
tükeniyor her çekişte..
özleyişler,bekleyişler,
SOĞUK GECEMİN hatırası çiğ tanesi
Büyük hüzünler bıraktı geride
Ayrılıkla gelen,
Yeri doldurulamayacak belki de
Bir boşluk açtı yüreğimde...
Sabah ilk uyanan oydu yaprak üstünde
Rüyadan mı uyandım?
Bir rüyaya mı uyandım?
Bir bebeğin, annesini aradığı gibi,
gözlerini aradı gözlerim.
Ah güzelim!
gözbebeğim!
Bakma kağıtta yazılana
ve sanma bir duygudur,
yazıda cisimleşen
ve ağızdan çıkan,
ne bir bakışta,
ne de bir dokunuşta,
gönlüm istanbul mavisi,
yağmurunda,çamurunda,
bir dalında erguvan,
bir dalında akasya,
sevgilim uzanmış kucağımda...
nasıl anlatsam ne desem yüreğimde büyük bir senfoni
-sesler,sesler geliyor,senle dolu ve ahenkli
benlik dağlarında nefsi emmarem bağırıyor katıksız ve tek sesli:ben-foni
-ben! ben, bana sığmayan ben: minik,mini minacık ama dertli
ruhumda kuru gürültü,şamata anlayacağın kakafoni
Seni benden çıkarsam
Sence kaç kalır bizden?
Anıları toplasak,
İki bilinmeyenli denklemde
Yerli yerine koysak,
Sonuç yeni bir denklem,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!