Kuşlar kanadın da taşır sesini.
Sana dair türküler kulağım da.
Meltemler getirir ılık nefesini.
Buseni hisederim dudağım da.
Uyandığını anlarım sabahtan
Sesin çınlatarak kulaklarımı
Serpilir gönlümün derininde
Duaya yükledim umutlarımı
Seni ararım düşler vadisinde
Gözlerin ırmağı uçsuz bucaksız
Sevgili gönlümün ateşine su ver
Al yanağında güllerin yapraksız
Düşümden filizlen sabah açı ver .
Yarım kalmış günlerimin ahdiyle
Kaç nefes kaldı senli yarınlarda
Tebessümün koynumda uyanır
Islak gülüş saklanmış bakışlarda
Çiçek yanarken gül nasıl dayanır
Nereye dönsem isli kayıp sesin
Zemheri ayı kristal akşamında
Mutluluğum İnzivaya çekilmiş.
Yıllanmış karanlığın şafağında.
Önüme yaşlı gençliğim serilmiş
Bakir bir ömür vaadiyle geldin
Zehir olsa dahi sofraya konan.
Her vakitte şerbet diye içerim.
Narin ellerinle sen isen sunan.
Her vakitte şerbet diye içerim.
Seni görmek uğruna ikramını.
Sesin kulaklarım da serin ürkek.
Çınlıyor geçmişten nağmeler ile.
Gölge gibi pencereden girerek.
Uyandır uykumdan buseler ile.
Eser seher de rüzgar saçlarıma.
Sesim çatallı bakışlarım titrek
Tedirgin şiirlerim hançeremde
Alabildiğince esrarlı ve ürkek
Bir hayal beliriyor pencerede
Tülün ötesinde ben sen içimde
Her sabah iplere sererim..
Gözyaşı ile ıslanmış rüyaları..
Tek tek takvimden sökerim..
Eylül hariç bütün ayları.
Konar üstüne Bülbüller gülün.
Bir sana hasretim.
Esresi ötresi karışmış
Harfler başka alemde
Kelimeler şiire sıkışmış
Hasretler gönül kıyımda
Hüzünler rüyama ulaşmış




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!