cellatın cinneti
araftayım-yastayım, kafesteyim; cellat olmaktan bıktı-usandı
adam asmaktan yoruldu, kuru-kanlı elleri nasırlandı, uslandı
kendi aklınca, yaşını büyütüp astıkları son kurbanı anımsadı
kendini, üçken-dört çivili dar ağacında gördü, at gözü ıslandı
anadoluhisarı halat fabrikası’nda (çok gizli) ve özel yaptırılan
yağlı urganı boynuna geçirdi-düğümü sıktı, omzuna yaslandı
ayağının altında titreyen, tahtakale işi tabure üstünde-uyandı
son sözü-son nefesi, ümüğünde düğümlendi; yüreği paslandı
selvi kavak gölgesinde-ulucanlar inledi; resmi-sivil zevat bandı
son sözleri dinledi, çakallar uludu-yiğitler kükredi-hepsi aslandı
cellat düşten uyandı, başını vurandı, cehennem ateşiyle yandı
o kendini kurban sandı, oysa içtiği son yudum-bir damla kandı
ah! ölenler öte yakaya uçtu-gönüllere gömüldü-türküler kanadı
semada semah döndüler; gök gürledi, kıyamet koptuğu o andı
kimi devrimci, kimi ülkücü, kimi müslümandı; hepsi birer candı
onlar ki; yaşayan özgür ruhlu kamdı, o cellat-zalim bir insandı.
dursun özden
Dursun Özden 3Kayıt Tarihi : 21.11.2025 02:20:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Cellat kendini asar mı?




TÜM YORUMLAR (1)