Kardeşim Celâl’e
Cehennemde Çöven
Dönüp durdum
-kalbimdeki ağrıdan-
Gözü bağlı, taştan bir boğanın döndüğü gibi....
Hiç kızabilir miyim?
İnsanlar yürüyorlar zirveye
Benim ayaklarım -eyvâh- yürümekten aciz
Yatağım: Zindânımdır, tâbûtumdur ve acılar diyârına,
Adem âlemine sürgünüm!!
Bir gün gelecek diye
Bekliyorum....
Birkaç ay,
Veya birkaç sıkıcı yıl,
Yada birkaç asır sonra!!
Yürüyeceğim...... Ayaklarımın üstünde....
Sağ elimde bir çöven
Bir mi?.... Hayır iki çöven
Koltukların altında....
Yardım ediyorlar:
Ağrılarla yorulmuş vücûda:
Duvarlarında, kan lekeleri harâbe!!
Yürüyeceğim...... Ayaklarımın üstünde yürüyeceğim!!....
Mezara giderse bu yol;
Karanlık ve bin bir ağızlı kurtçuk
Önümde uzanıyor dünyânın bir ucunda.... Bir sunak veya
Karanlık bir vâdi, yada yüksek bir dağda
Koşarak veya sürünerek ona doğru gider,
Yolun sonunu bulur ve kara kapılarını çalarım
Zebânîye bağırırım:
Neden kapıların kapalı??......
Çağır cehennem şeytanlarını....
Erimiş vücûdu parçalasınlar,
Çıplak yaraları kamçılasınlar....
Kartallarını gönder, gözlerimi oysunlar ve kalbimi söksünler....
Burada komşum derdime gülmez......
Veya kapımın önünden,
Gece yarısı:
((işte felçlinin evi, artık ne yiyeceği var ne de içeceği
yarın iki kızıyla karısını ve doğacak oğlunu, atacaklar sokağa....
ödemezse birikmiş kirâsını))......
Bağırarak bir fahişe geçmez!!....
Ört beni!!....
Acılarım karşısında Gülayşem: Açık tut kapılarını.
Yem istiyor vücûdumu: Cehennemin ateşi,
Cehennem zebânîsi!!......
İstanbul, 04.05.01
Nemir EnverKayıt Tarihi : 20.6.2001 10:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!