Sorunlar, fırtınadan önce gelen küf kokusu
Burnumda tüten bir pusu.
Rüyalarımda kâbus yetiştiriyorum
Her gece, dikenli bir ormana dönüşüyor zihnim
Ve ben, köklerinden çekilip koparılmış
Bir ağaç gibi çığlık atıyorum.
Hedeflerime koşarken ayaklarıma dolanan
Çelikten bir sarmaşık
"İlerlemek istiyorum!" diyorum,
O "Dur!" diye çekiyor.
Yoluma çıkanlar, taş değil
Zehirli mantarlar gibi büyüyor
Ve her adımımda söküp atamadığım
Bir parçamı alıyor.
Çözülmeyen düğümler, içimde bir bataklık
Dibe çektikçe, yüzeydeki çürümüş yapraklar
Nefesimi kesiyor.
Bilirim;
En ağır zincir, kendi korkularını beslemektir
Ve ben, bu zinciri taşırken
Kendi kaburgalarımı kırıyorum.
"Atsan atılmaz" dedikleri o insanlar,
Köklerime sızan bir pas gibi.
Toprağımı zehirliyor, dallarımı kemiriyorlar
Ve ben, her budadığım dalda
Yeni bir yara keşfediyorum.
Sormuyorum artık; "Neden?"
Çünkü cevap, her seferinde
Aynı kör bıçakla saplanıyor sırtıma.
Ben ki çürüyen bir bahçe değilim
Ateşi içimde büyüttüğüm bir volkanım!
Bir gün patlayacağım
Lavlarım, tüm dikenleri yakıp
Küllerimden yepyeni bir toprak doğuracak.
Biliyorum,
İlk filiz, en karanlık geceden sonra
En sert taşı delerek gün yüzüne çıkacak!
Kayıt Tarihi : 5.5.2025 10:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!