Sen bana bir kal desen
Bütün gidişler susacak inan
Hele bir dur desen
Takvimler akışını durduracak
Yelkovanla, akrep şaşıracak
Benim nutkum tutulacak…
Senin gözlerin cıvıl cıvıl
Sanki bir çocuk çıkıcak içinden
Haylaz bir çocuk
Koşup atılacak gibi kucağıma
Benimkiler kan çanağı
Ama gülüşünü seviyorum ben
Bu kentin bütün caddeleri tanıyor seni
İnan ki ben söylemedim
Gözyaşlarım anlattı her şeyi
Büyüsü kalmadı, sen dokunmayınca hayatın
Eksiliyor gitgide, umut için atılan çentikler
Kalmıyorum ben de pek, bıraktığın yerlerde
Gelip bulman imkânsız,
Dokunası değil ellerim artık
Kupkuru, ayaz geçti üzerinden
‘-Sonbahar düşmüş gözlerime…’
Sözlerin zehir…
Oysa ben;
Damarlarıma serum diye iğneledim varlığını
Doludizgin dolaşıyorsun şimdi oralarda
Hey pazarcı!
Giydirsem seni afili kıyafetlerle
Birkaç da serseri cümle olsa dilinde
Çatık kaşlarını yumuşatsan biraz
Hani biraz da gülümsemeye çalışsan
Kim bilebilir ki dünyanın en zor işini işlediğini?
Yüzün koca bir hüznün aynası gözlerimde
Kurulmamış cümleler şehrinde bir saat kulesi
Zamanlı zamansız düşüveren zihnime
Tebessümüne sıkıştırdığın hüzün
Yakışıyor gözlerine…
Kör kuyusun elem
Artık çek ellerini benden
Ne yaptım ki çekiyorum dertlerin cümlesinden
Çekil yolumdan çekil!
Vuslat gelmiyor her dem…
Şafakta güneş olmayacak artık
Gün eskisi gibi doğmayacak...
Araya giren yollar tükenecek de bir bir
Akla çizilen yollardan
İnsan nasıl kurtulacak?
Kalp çarpmayacak belki eskisi gibi
Allah kahretsin ki yine kadehlere düşüyorum
Kederinden midir, kaderimden mi bilmem
Viks gibi kesiyorsun genzimi
Zift gibi karartıyorsun gecelerimi…
Aslında;
Burcu Hanım şiirleriniz olağanüstü... Okumuş olmak için okumamak adına hepsini okuyamadım daha. Özümseyerek okumak istiyorum hepsini. Bu şiirleri yazan bir şair mutlaka hâlâ yazıyordur diye düşünüyorum. Umarım ve dilerim bir gün paylaşırsınız onları da. Hassas yüreğinize, ince ruhunuza ve güçlü kale ...