Kanıma giriyordun usulca
Artık güneşi görüyordum şafağında
Tam doğmayacaktın ufkumda
Biliyordum
Gittin
Sen!
Güneşi asarsın her uyandığında
En turuncusundan, bulutlara
Umutlusun, unutursun da zamanla
Sevda koymaz benim gibi sana…
Bugün ayın on dördü canım benim
Akşam oldu, küçük penceremden baktığım gökyüzü
Uçsuz güzelliğini esirgemedi benden
Her ne kadar ellerimi sana uzatacak kadar özgür değilsem de
Bugün ay’ın ondördünü gördüm penceremden…
Meydandaki kalabalığa çizilmiş bir minik noktaydım
Sağımdan solumdan geçip giden
Yetişme kaygısı taşıyan insanların ortasında bir minik nokta…
Hepsinden daha fazla yalnızlıkla
Kalakalmışlığın şaşkınlığıyla, emelsiz bir nokta…
Yatağını kaybetmiş özgür bir suysa yüreğim
Elbet gelip girecektir gönüllü yatağına
Akacaktır coşkun ve umarsızca...
Yüreğim yolunu bulacaktır bucağında
Kuytusuna sokulup kollarının
Durulacaktır...
En son adın olacak yanıma kalan
Sevdanın izleri silinecek bir bir
Ama ismin taşıdığım can kadar
Baki kalacak
Senden bana yadigâr...
Aşktan alacağız nasibimizi
Ne adamdın sen Cevahir
Kadınların kalbi hızlı atardı sen geçerken
Kurulu saat gibiydin
Az değildin hani
Bilirdin geçeceğin an
Dururdu bizim sokakta zaman
Aklıma düşüyorsun zaman zaman
Şimşekler düşüşüne hayran kalıyor
Senin gibi düşemiyorlar, kıskanıyorlar
Toprak şaşıyor…
Hani an geliyor
Geceyi yırttığı zaman çığlığım
Bil ki seni arıyorum kalıntılarında
Ve alıntı bir cümle dudağımda
Sen varsan rüyalarımın köşe başlarında
Ki çoğunlukla çıkmazlarımda
Mırıldanıyorsam hiç olmayan bir şarkıyı
Okyanusta deli bir dalga olacaksa yüreğim
Çarpacaksa uçsuz bucaksız kıyına
Kumlara yazacaksa adını umarsızca
Ve umurunda olmayacaksa çabam
Rüzgârsız kalmayı tercih ederim.
Burcu Hanım şiirleriniz olağanüstü... Okumuş olmak için okumamak adına hepsini okuyamadım daha. Özümseyerek okumak istiyorum hepsini. Bu şiirleri yazan bir şair mutlaka hâlâ yazıyordur diye düşünüyorum. Umarım ve dilerim bir gün paylaşırsınız onları da. Hassas yüreğinize, ince ruhunuza ve güçlü kale ...