Sırtında tahtadan kocaman bir sandık
Eli yüzü boya içinde
Üstü başı yırtık sökük
Morarmış çorapsız ayakları
Boyacı çocuk
Yaşı henüz dokuz yada on
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Devamını Oku
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
bazı şiirler susturur beni...kendini yaşatırken..bu şiir de onlardan biriydi işte..
susar ve hüznümü yaşarım...
tebriklerimle..
Boyacı Çocuk ------------
Düzen kim, Düzülen kim? Sosyal adaletten bi'haber boyacı çocukla bir sohbet sonrası
-------------------
insanlar renkli gazozlar içmeli,
ben kapaklarını toplarım...
herkes iskarpin giymeli,
ben de boyarım;
badem yağlı çift cilalı...
sobalarda doğalgaz değil,
odun, kömür yanmalı;
ben ve arkadaşlarım kolay taşımalı...
kıyılarda daha çok villa,
villalar'da;
yaşıtım çocukların
boyacılara acıyan anneleri olmalı.
çocuklarının eski elbiselerini
ve oyuncaklarını,
bir torbaya koymalı;
torbayı da bana uzatmalı...
İnsanlar çok gazete okumalı,
okyunca yırtıp atmamalı;
bana bırakmalı...
'Amca sahi gaste vereyim mi?”;
”Bak, bunların hepsi anaşist!
Bunlar da ‘Tinerci’
hepsi de vurulmalı!'
....../Yavuz Nufel //
Yüreğinize sağlık Umut Gül
Sevgiler...
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta