Bayrağa soluk, su deli yeller;
Vurup da harmanla savura bizi.
Her karışı bitnel şu bizim eller
Muhtaç etmez dosta-gavura bizi.
Başımıza geçti bir uzun adam
Ne kederim eksilir ne de gadam.
Durulmaz oldu avazım, sedam.
Hayladı değişik çığıra bizi.
Önder sanıyor lider dedikçe
Böyle gelmiş, böyle gider dedikçe.
Başa gelene kader dedikçe
İnandırır oldu uğura bizi.
Bülbül olduk alanlarda şakıdık.
Ömür boyu bir gergefi dokuduk
Yüksek-yüksek okulları okuduk
Çoban da etmediler sürüye bizi.
Bizim azmimizle dönerdi küre
Hal böyle oldu, değişti tere
Asla sırtımız gelmezdi yere
Meğerki Hak emri devire bizi.
Türklüğün başbuğu ortaya çıkıp
Çevreye örülen kaleyi yıkıp
Fitneyi-fesadı çukura tıkıp
Eski halimize çevire bizi.
Oğul bizim değil, kız bizim değil
Bu boşalmış koful öz bizim değil.
Haya bizimi değil, yüz bizim değil
Yöneltsin bir dürüst tavıra bizi.
Cevheri arıtıp maddeye koysun
İmbiklesin, ya haddeye koysun
Yirmi dört kıratlık raddeye koysun
İslam ahlakıyla yoğura bizi.
Belki Gökçek Tanrı’m bizleri sınar
Kurudu Türklüğü besleyen pınar.
Kocalmış artık bu bin yıllık çınar.
Aşılasın soylu çöğüre bizi.
Bayrağı kaldırıp eline verip
Andını yeniden diline verip
Gönülleri Turan iline verip
Türklükten tarafa çevire bizi.
Yaratana ta gönülden yakarsın
Şu yoksul millete acır, bakarsın.
Ergenekon ilinden çekip çıkarsın
Türklükle bir daha yoğura bizi.
Baş düzelmezse alay düzelmez.
Kap düzelmeden kalay düzelmez.
Veysi bu nesil kolay düzelmez
Analar yeniden doğura bizi.
Kayıt Tarihi : 13.4.2014 23:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!