Ben biliyordum böyle olacağını,
Ben bittim.
Dedim ama,inanmadılar.
Daha o gün söylemiştim,
Sabah sabah.
Ezilmiştim,kırılmıştım!
Gül solmuş,bülbül perişan,sensiz baharın zevki yok.
Artık benim için çimen ile lâlenin farkı yok.
Dağılmış mekânım ah eder inlerim tesellim yok.
Sen gittinde bana kaldı sanma dünya...
(6 Eylül 1991)
Ne bakıyorsun öyle yüzüme?
ne bakıyorsun..?
ben mi yaktım ormanları?
ha.
Ben mi tarla yaptım yanan yerlere?
bu villâlar, bu bahçeler benim mi?
Bir kere sevdim,
Bir daha asla.
Aşkını içtim,
Dolu dolu tasla.
Bir kere yandım,
Kederle yasla.
Bir kibrit çak,Kerem gibi ateş alıp yanayım,
Döne döne,duman gibi,savrulayım uçayım.
Bilmiyorum seni nerde arayayım bulayım.
Yollarına baka baka beklemekten yoruldum.
Nasıl böyle sensiz kaldım,aklım fikrim almıyor,
Gönlünü çalmak için,
Seninle olmak için,
Bir buse almak için,
Eylül'ü bekliyorum.
Aşkımı bulmak için,
Hayat uçtu gitti,
Sanki kuş gibi.
Dünya hayâl gibi,
Sanki düş gibi.
Gider gözden akan,
Sanki yaş gibi.
Seni uzaktan sevip,
Yoluna çıkamadım.
Gözlerinin içine,
Doyunca bakamadım.
Aklıma sen gelince,
Senin için ağlıyorum,biliyor musun?
Kerem gibi yanıyorum,görüyor musun?
Dile düştüm hiç yüzünden,duyuyor musun?
Yine de ah etmeye dilim varmıyor.
Ne kadar güldürdüysen o kadar ağlattın.
Gün batarken kapattım bütün kapılarımı,
İzmaritlerle doldurdum kül tablalarını,
Birer birer düşündüm eski anılarımı,
En küçük hayallarim bile olmadı benim..
YA DA




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!