Bir varmış bir yokmuş eski zamanda,
İki şirin sevgili,ikisi aynı canda,
Söz vermişler sevgililer ayrılmamaya,
Edilen bu yeminleri kader unutmuş.
Kerem ile Aslı gibi çile çekmişler,
Ey meleki simâ yaban gülüm:
Sen yatarken fersûde mâbedinde,
Zannetme mest-i sıhatteyim,guşe-i uzletteyim.
Zevk-i sefâda değil,cevr-u mihnetteyim..
Hânümanım hâksar,tarumar oldu.
Ayağımda prangalar yok.
Dört duvar arasında da değilim,
Ne kilit var kapımda,
Ne kelepçe ellerimde
Ama yinede
Taa gönülden esir olmuşum sana
Günah bende olsada,
Gözlerin yaş dolsada,
Dünya düşman olsada,
Sen bana kıyamazsın.
Seni bin kez terketsem,
Aklına ben geldiğim geceler
içine hüzün dolacak
bir sigara yakacaksın
kirpiklerin ıslanacak
ağlayacaksın
benle geçen günlerini hatırlayıp
Benden ayrıldığında yemin etmiştin,
Bundan böyle aşka tövbe demiştin,
Tutamadın sözünü perişan oldun,
Seni böyle görünce üzülüyorum.
Simsiyah saçlarına hep aklar dolmuş,
Güneş gibi doğacaksın
Cana canlar katacaksın
Hakkın neyse alacaksın
Sanma burda kalacaksın
Belki zulmü boğacaksın
Belki onla batacaksın.
Bu dünyada işim bitmiş,
Yüzde ellim zaten gitmiş,
Kader böyle istedi.
Bir defa gelmek yetti,
Bir daha gelmek istemem.
Ne işim vardı demiyorum,
Her geçen günle biraz daha
tükendi sabrım,
Sana değil,İnan ki
sensizliğe kahrım...
(1992)
Ben birini sevdim mi yüreğimden severim.
Hayatımı istese seve seve veririm.
Yürüdüğü yolları çiçeklerle bezerim.
Kolye diye boynuna yıldızları dizerim.
Bir tek dağı değil sıra dağlar deşerim.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!