Biri yazmalı bu acıları....
Yazmalı,çocukların büyümediğini.
Evden eve gezen sırasız ölümleri,
düğünlerin şölenlerin yas tutmasını, yazmalı...
Yazmalı,gelinlerin kara çatmalı başını..
*
Nereye, neye yazmalı bu acıları?
Unut demek kolay gel bana sor bir de,
Unutamıyorum işte unutamıyorum,
Birşey var şuramda beni kahreden,
Şuramda tam yüreğimin üstünde,
Çakılı duran birşey var,
Elimde değil söküp atamıyorum.
Devamını Oku
Unutamıyorum işte unutamıyorum,
Birşey var şuramda beni kahreden,
Şuramda tam yüreğimin üstünde,
Çakılı duran birşey var,
Elimde değil söküp atamıyorum.
Ağıtları susturdu ,kirin pasın baskısı
Annelerin boynunda, işkenceler askısı
Yakasından düşmezse,kara eller yazgısı
Analar dayanamaz , kader denen acıya------İbrahim Kurt
O kadar nefis o kadar anlamlı bir şiir okudum ki hemen dilimden bir dörtlük döküldü kabul buyur,
Evet birileri yazalı bu yaşanan acıları ve annelerden başlamalıyız zira ateş düştüğü yeri yakıyor . sizi ve şiirinizi kutluyorum . saygılar sunuyorum .
Acılar hepimizi tıkadı artık Canım Öğretmenim.... Bu şiir de o tıkanmışlığın bir feryadı.....
Az buz değil yaşanan acılar... Nedenleri başka bir karmaşa, sonuçları ise yürekler acısı... Biz toplumsal duyarlılıkla izleyen insanlar olarak bu kadar içimizin yandığını hissederken o ateşin düştüğü ocaklardaki acıyı anlamak hiç de zor değil....
Gencecik canlarımızı yitiriyoruz bir hiç uğruna... Uzmanlarımızı kaybediyoruz kahrolası koltuk kaptırmama hırsı adına....
Yazmalı Öğretmenim.... Hep yazmalı.... Şimdiye kadar yazılanlara minnettarlıkla beraber bıkmadan usanmadan yine yazılmalı....
Duyarlı yüreğinizin şiirini ve sizi içtenlikle kutlarım Değerli Öğretmenim.... Sevgilerimle...
Anadolu'nun toprakları anaların, babaların ya da kimsesiz kalan yavruların gözyaşları yoğrulmuş ilk günden bu yana. Yokluğun, çaresizliğin yanı sıra acılarla kavrulmuş dağları, taşları. ne zaman yüzler gülmeye başladı, kardeşi kardeşe vurdurup yeniden başladı kaldığı yerden gözyaşı. Bu acılar yazılıyor birer birer hem de gönül defterlerine. Duyulacak yakında türkü olarak, ağıt olarak, şiir olarak, mesel olarak. yeter ki yaptıklarından utanacak bir yüz olacak mı bakalım... Mutlu, huzurlu günler dileğimle.
Yazıldı canım öğretmenim, yazıldı... Hem de hiç silinmeyecek şekilde, daha annesinin karnındayken babasını görmeden doğan bebeğin, okula başladığını, gelin/ damat olduğunun mutluluğunu babasıyla paylaşamayan gençlerin, ellerinin kınası solmadan erini kaybeden taze gelinlerin, koç yiğidini kaybeden babanın, kınalı kuzusunu kaybeden ananın YÜREKLERİNE yazıldı bu acılar... Ve daha başkalarına acının her türlüsü... İşsizliğin, yokluğun yoksulluğun acısı. Silinir mi sandın öğretmenim... Korkma... Ne suya yazmaya benzer , ne havaya, ne taşa... Taş çatlar acıdan. Ya o yürekler neylesin . Çatlayamaz bile.Çünkü, NASIRLAŞMIŞTIR ARTIK...
Kutluyorum bu muhteşem şiiri. Hak ettiği yeri taçlandırdı. Sevgimle...
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta