Bir Toplumun Kendi Kendini Yok Etmesinin ...

Neyi, neden yaptığını bilmiyor olmak, insanın en büyük ayıbı sayılması gerektiği halde, sayılmıyor ! hatta bu gidişat devam etsin çabaları dur durak bilmiyor.

Biten çağın ibret hallerini anlata anlata bitirmek mümkün değil.

Öteki bataklığı içine düşen çıkamıyor!

Düşmeyin diyen düşürmeyen gayretin ise önüne engeller yığılıyor.

Yığın bakalım yığınlar!

Madde gücü bir zehirdi, tehdit aracıydı, ayak kaydırıcıydı o güce en iyi hizmet eden en büyük tehdidi alıyordu, ötekileri soyup soymanın garantisiydi.

Ekmeğe ulaşmanın tek şartı madde güce kul köle olmaktı.

Önce aşırı masum bir şekilde bizden biri gibi davranarak bizden güç elde etmenin kapısı araladılar.

En büyük değerimiz insanlık tarihinin en büyük değeri onların elinde bir aldatma ve düşmanlık etme aracı olmuştu.

Utanan, utandıran, utandıracak yok mu deseniz yanıt yoktu.

Yüzüne gül ekmeğini elinden al topraklarının insanları böyleydi.

Dost görünümlü düşman bunu bizden daha iyi biliyordu.

Gücünü kaybettikce cennete yeri garanti altına alınıyor yaşam cehennemi ise sınav büyük diye geçiştiriliyordu.

Sermaye dediler bu güce! Yetmedi alışmış kudurur. Kudurdular. Darbe üstüne darbe, hile üstüne hile, kriz üstüne kriz neticede kek çok kekleyen çok keriz çoktu.

Us ve duyunc aralarında bir türlü dolaşmıyordu.

İnsanların arasında doğal güç us ve duyunc dolaşmasın diye dolaşmasını engelleme dini her insanın ilk ve son nefesine kadar yaşamına bu güç yararına el koymuştu.

O toplumun devleti din devleti olmuş hatta bir darbeci sopasıyla bu durum yasa bile olmuştu.

Kenar evren saldırısı da o gücün bize düşman olmada en kritik dönüm noktası oldu.

Din böyle bir şey değildi yalnız budur din aşırı boyutta kabul görüyordu.

Sonra tekno güç, sonra dijital kolaylık gücü, kimin kimin tarafından nasıl soyulduğu anlaşılmaz bir hal aldı.

Tek tuşlu soygun kontrolü ele almıştı.

Ülkede bir tek soymak kolaydı.

Karşılıksız para ile karşılığı olan ne varsa el değiştiriyor güçlerin tümünü ele geçiren devlette benim, güçte benim, istediğime istediğimi yaparım diyerek çan oyunları oynuyorlardı.

Çan holdingler soygun ve güç konusunda kardeşti.

Gözlemci görevini tamamlamadan fark ettiler. Gücü koruyan paralı gözlemci de çoktu.

Öteki bataklık çağın en geçerli mesleği istihbaratçı olup kendini ve kimi isterlerse onu satıyordu.

Kim, kimdi belli değildi. Herkes sırtımdan kim vuracak korkusu ile yaşam mücadelesi veriyordu.

İstihbaratçı mezarlığı demek daha doğru bir ifade olur.

Kötüye kullanıp kullanmama kontrolü ise kaybolmuştu.

Yaşamda yarattığı insanlara farklı görevler veriyordu.

Niyet okuma gücü maddi bir güç değildi.

Yaşam yeryüzü tanrılarına hizmet etme okulu* olmuştu. Bunu ayrı bir yazıda çan holdingler faaliyetleri ile geleceğin liderlerini yetiştirme projesi içine o niyet okuma gücünü de davet edince dananın kuyruğu kopmuştu.

♾️▪️Önder Karaçay ▪️♾️