Bir Kopuşun Rotası Şiiri - Mizgin Teker

Mizgin Teker
45

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Bir Kopuşun Rotası

soluk soluğa kalarak
nefesimi verdiğim portrede
hiçbir hareket yok.

dışarıyı izleyebileceğim bir cam umdum.
ancak kalındı zırhı,
hiçbir imgeyi giyemeyecek kadar.

ben
duvarıma hiçbir resim asmadım.

aynı hizada olabilmek için,
gayretle
incelip ufalanarak
yürüdüğün yolda
artık un ufaksın.
yaralarından süzülüp
yolculuklara akacak kadar.

bundan sonra
ne kadar bir araya getirirsen getir kendini,
yine de eksikler çıkacak.

kalbimin yankısıydı, bir düş uçurumu.
konuşmak isterdim, hiç düşünmeden.
beynimin uçuş uçuş uçuştuğunu.

kendimin öyle büyük bir dalgınlığına denk gelmişim ki.
plastik bir saksıyı, toprak sanacak
ve tezgah üstündeki
bir cam bardağı,
beklenti haline getirecek kadar.

dünyanın sürtünme katsayısı gittikçe artıyor
ve
direniş plastik bir leğende.
bir hamur oluyor, korkunun evinde.
gece yoğrulmayı ve sabaha hazır olmayı bekleyen.

tam sırtımı yasladığım anda,
bir insan gürültüsü oldu koca dağların gölgesi.
sadık bir asker olamıyordum asla, yaşama.
sanki sırası hiç bana gelmeyen bir atama.
belki de adım hiç yazılmadı, onların arasına.
yoksa niçin,
yetişemiyorum bir türlü bana yazılana.
yoksa niçin,
paspas ne kadar yükselirse yükselsin.
ben,
denk olamıyorum kendi hizama.

yeni yağmurlar yazmaya çalışıyorum kendime.
bulutları sırtlana sırtlana.
başımın altında,
bedeli ödenmiş bir yastık.
beynimin kıvrımları, parmak uçlarımda atıyor.

beynimizin kıvrımları,
onlar da
acı ve keder gibi
bellek gibi
yani basitçe,
parmak ucu kıvrımları gibi işte
yalnızca bizlere özgü.

bu yüzden kıstırıldığımız bunca demirden kıskaç.
ve belki bu yüzden
ansiklopedilere bu kadar övgü.

bir serseri gezindikçe ıssız sokakları,
-aslında o, her şeye rağmen
şehrin kalbini arıyor.-
o anda,
taşıdığım bulutlardan yağmurlar yağıyor.
ancak yalnızca
bir serçenin ayaklarını ıslatacak kadar.
ayaklarından sulanan serçeler
-eğer yağmur suyu kaplerine dek ulaştıysa birden büyüyebilir.
yırtıcı bir kuş olup,
şehrin kalbini ortaya çıkarabilmek için
onu parçalayabilecek kadar.

ne bir saatin akrebi kadar istikrarlıyım,
ne de yelkovanı kadar hareketli.
hep bir devinim halinde,
yenici bir sancı içimde.
her şeyin gerisinde kalmaya sebep olacak kadar ağır.

neyi ektiğini bilmeyen bir tarla içinde.
bir çocuğun dudağı büzüldükçe,
bileğimde gezinen karınca.
göğüs kafesimi zorlayan o tenha hareket,
kendini hatırlatıyor.

yakınmıyorum,
kendime yakınlık duyacak kadar.
yanlış diktim yine,
kırgınlığıma açılan söküğü.
yıkadım metalden sularda,
silinene kadar
o şiirin son sözünü.
akıtarak adımı körpe fidanlara…

Mizgin Teker
Kayıt Tarihi : 28.10.2024 03:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mizgin Teker