Niye mecburum bu karanlıklara, bilemiyorum,
Bu zalim akşamlara, bu gaddar gecelere,
Bir bir seçilmeyi bekleyen bu karmakarışık hayallere?
Bir kuru başım, bir Sen ‘im değil midir varım-yoğum?
Niye mecbur olayım bu kanıbozuk karanlıklara,
Bu soluk soluğa kalıp da varamadığım uzaklıklara?
Neden yüklenmekteyim akşamlarımı sırtıma dağ dağ,
Neden sırtıma kambur edinmekteyim gecelerimi,
Neden bu tükenmeyen yangınlar içinde kalmışım ki?
Neden? ..
Yoksa ‘Karasevda’ mı koymuşum açmazlarımın adını,
Bilmeden?
Karanlıklarımın altında ezilmiş yakamozlu denizlerim,
Dolunaylarım, yarımaylarım, hilallerim,
Bir çimdiklik güneş için dualara sığınan tepelerim,
Nehirlerim, ırmaklarım, göllerim,
Dağlarım, ormanlarım,
Gözkırpamayan yıldızlarım,
Nabız gibi atamayan göklerim,
Evrende bir senin pırıltını arıyor, anam-babam,
Gözlerim.
Bir ayrı beden olmuş karanlıklarım bedenime,
Bir ayrı ruh olmuş ruhuma,
Canıma işlemiş kara bir bıçak gibi, kara sapına kadar,
Kara kara keser canımı, kara bir çarşafı doğrar gibi,
Parlak bir iğne deliği varlığın, karanlıklarımda,
O yüzden kestiremem uzakta mı, yakında mı olduğunu,
Zira; senle benden öte tek cisim yok evrenimde.
Bir gün her şeyi bir büyük ışığa boğacaksın, biliyorum,
Gözbebeklerimde.
(Hikmet BARLIOĞLU (1933-2003) 'nun
SON GÜNEŞ isimli Serbest Şiirler 'inden > 61-62/100)
Kayıt Tarihi : 24.5.2005 13:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!