henüz çökmüşken akşamın alacası
bir başka canlanır, laleli yokuşu
kaldırımda dizilmiş birkaç sermaye
sahtenin sahtesi, kopyanın kopyası işvelerle
sarı sentetik peruklarını savurarak
bir o yana, bir bu yana
seçerler… seçilirler…
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Devamını Oku
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?