Bir olursak çok oluruz, karşımızda duran olmaz,
Bir olmazsak yok oluruz, elimizden tutan olmaz.
Bir olmakta işin sırrı; çokluk, tokluk, hem bereket
Bölünüp parçalanırsak yaşanacak Vatan kalmaz! ..
* * *
Bir Sultanlık bakiyesi, bu ülkede her kavim var
Bir değil tam yetmiş iki buçuk Millet burda yaşar.
Ne hüzünler kurtarır seni
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını
Devamını Oku
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını
bir, bir, birlik ruhunu yeniden yakalamalıyız,, duyarlı yüreğe tebrik
Birliği yok eden zihniyet varken ve bir olmaktan bu kadar uzaklaşmışken bu şiir yeni bir ses yeni bir çağrıydı...
Enkazı toplamak yeniden dirilmek zamanı...Biz batık gemiler kadar yalnız değiliz..
Kutlarım değerli kaleminizi.
Saygılar.
Ne vatan ne de yatan...bunu bir anlayabilsek...hem de bir an önce
Kutlarım bu duyarlı ve çok güzel şiiri...kaleminize sağlık
Yürek sesiniz hiç susmasın
Bir olmak, aslında biz olmaktır da bir bakıma... Bu topraklar üzerinde yaşayan o bahsettiğiniz yetmişikibuçuk millet, aslında aynı tavanın bakı, muhteşem bir mozaikin eşsiz parçalarıyız. Tıpkı bir yap-bozun parçaları gibi. Gerçek anlamı tablo tamamlanınca meydana çıkar.Birlikten kuvvet doğar. Ahh... BUNU BİR ANLATABİLSEK!...
Kutlarım bu kısa ve öz şiirinizi içtenlikle Yılmaz bey... Nicelerine...
iŞte şiir işte şair..hocam birlik ve beraberliğe çağrı yapan yüreğiniz var olsun..Aydın işte böylesi olabilmeli yeri geldiğinde eserlerinde kardeşliği dostluğu vurgılayabilmeli karanlığı aydınlatmalı yüreğinde yana mahyayla..sonsuz saygıalrımla..++10..ant..
yılmaz bey şiirinizin altındaki açıklama beni en az şiir kadar etliledi ulu önde atattürkkünde vurguladığı gibi türkler 1071 de gelmedi ankaraya 1071 ordu geldi hitit uygarlığı lidya uygarlı hattuşaşa uygarşığı bunun göstergelridir şiiride kutluyorum
Yerli yerince bir şiir türk-laz-kürt-zaza her ne varsa kardeş aslında çok güzel her kültürden insaların olması ,ortak kaygımızın Türkiye cumhuriyeti olması şartıyla duyarlı yüreğini kutlarım YILMAZ BEY..
Anlam ve anlatımı bütün olan duygu seli varoluşun ve bir olmanın duygu ekseninde yazılmış harika şiir.hikayeside ayrı güzel.yazan usta kalemi kutlarım.saygılar...
Şiirin dayandığı 'alt bilgi' önemli.. Onu okumadan geçmemeli şiire gelen..
Doğru diyor Yılmaz Bey. Türkler Anadolu'ya 1071 Malazgirt Zaferi ile girip, yurt edinmediler. Çok daha eskilere dayanıyor vatanımızla muhabbetimiz..
Bilinen tarih 'Eti/Hitit' medeniyetini kuranların Türkler olduğunu zaten ispatlıyor. Eğer Sümerler'e kadar inilirse, bilinen 'ilk yazının mucidi de' Türklerdir..
Oysa bahsi geçen Kazim Mirşan (hala sağdır, Muğla'nın sahil beldelerinden birinde yaşamaktadır, Allah sağlıklı ömür versin kendisine) Türkçe'nin 15 bin yıllık geçmişinden söz etmekte ve 'dillerin anası' demektedir.
Çağdaşı Oktay Sinanoğlu da (Allah rahmet eylesin) aynı kanıdadır.. Türkçe üzerine konferanslar vermek istemesine rağmen 'engellenmesi' oldukça manidardır!
Kazim Mirşan, Roma İmparatorluğunun öncesi olan Etrüskler ile ilgili olarak çağrılmış, Romus ve Romulus kardeşlerin lahtindeki yazıyı bir türlü okuyamayan batılı meslektaşlarının önünde yazıyı çözmüş ve Etrüsklerin 'Ön Türkler' olduğunu yüzlerine söylemiştir.
Bunun üzerine 'susturulmuş', Avrupa tarihçileri kendi uydurma tarihlerinin ve medeniyet kurgularının açığa çıkması endişesiyle bu olayı örtbas etmeye kalkmışlardır!
Türk Devleti böylesi bir bilim insanına sahip çıkmıyorsa, Avrupa'nın şantajlarına boyun eğiyorsa Kazim Mirşan ne yapmalıydı?
O da çekildi köşesine!
İşte Atatürk 'Anadolu en azından yedi bin yıllık Türk beşiğidir' diye boşuna söylemedi... Ondan sonra gelenler ne bu sözün gereğini yaptı, ne de ağzına aldı!
'Gizlenen Atatürk', şiirin ve hikayesinin de gerçeğidir..
Anadolu 'hep doluydu..'
Coğrafi konumu, iklim özellikleri, verimli toprakları, akarsu kaynakları ve denizlerle çevrili oluşu, üzerinde değişik toplulukların ve medeniyetlerin var olma sebebidir..
İddia edildiği gibi (batılılarca) Anadolu medeniyetinin başlangıcı Antik Yunan ve oradan da Helen Medeniyetine dayandırılmaz.. Çünkü Anadolu'da yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen en eski kalıtlar Türklere aittir..
Bir gün 'egemen siyasi/politik' endişeler ortadan kalkacak ve Avrupa'nın kendisini tanımladığı klasik tezler çürütülecektir.
Belki de o zaman bu toprakları neden bu kadar benimsediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Gerçek şudur ki, Anadolu en uzun istikrar, sükunet ve huzur dönemini bin yıldır bizimle yaşamıştır.
İşgaller, Haçlı seferleri, savaşlar varlığımızı söküp alamadı ise Anadolu'dan, toprakla insanın iç içeliğinden ve bir bakıma kader birliğindendir.
Anadolu en son gelişimizde de boş değildi, Doğu Roma hala ayaktaydı.
O zaman şu soru da akla gelmelidir:'Hititler nereye gitti?'
İnsanlık ne çekti ise 'SÖMÜRÜDEN' çekmiştir!
Talan, sömürü ve soykırım batının yöntemidir...
Anadolu'da hakimiyet kuran Türkler, kadın örgütleri, meslek örgütleri, mektep ve medreseleri ile insanlığa ışık olmuş, yerleşik halde bulunanların ne dilleri, ne dinleri, ne de kültürel varlıkları ile çatışmamışlardır..
Şiirde işlenen tema bu anlamda hepimizin 'içinden geçendir..'
Gök Tanrı inancı kültürümüzün mayasıdır. İnsanlık henüz 'semavi dinlerin' etkisinden uzak iken, bir Yaradanın, göklerin ve yerin bir sahibi olduğunun farkındaydık biz..
O nedenle özel mülkiyet Osmanlı'nın sonuna kadar Türk örf ve adetlerinde yer bulmamıştır.
İmece, köy odası gibi kurumsal nitelik taşıyan toplumsal çözümler, tarihimizin derinliklerinden gelir..
Bize barbar diyenler, kendi ayıplarını örtmek isteyenlerdir.
Birlik, dirlik, 'BİR' olalım, iri olalım, diri olalım Türk'üz sözüdür..
Oldukça uzun bir yorum/yazı..
Anlayış göstereceğinizi umuyor, 'harf, imla hataları' oldu ise peşinen özür diliyorum Yılmaz Bey..
Paylaşıma teşekkür eder, bu güzel şiirinizi ve sizi kutlarım..
'Bir' olmanın anlamının 'Tek' olmak olmadığını anlayabilseler keşke...
İçtenlikle kutluyorum kaleminizi
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta