Bizi bilirsin;
avuçla su içmeyi
marifet biliriz,
yenilmeyi bir de
kendi sahamızda...
bizi bilirsin;
saçımızı ıslatmayı fiyaka biliriz,
limonla!
tesbih yaparız,
düş kırıklarından..
bizi bilirsin;
ağzının içinde oturmak isteriz
ve rutubetin en yakıştığı yer biliriz
ağzını...
bizi bilirsin;
yaşamak biliriz,
vademiz dolduğunda
avuçlarında gömülmeyi...
Kayıt Tarihi : 9.6.2000 05:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

yazmıyorum. Yukarıda ki, satrizim muhteviyatlı Şiirim geçen yıldan
kalmadır?
1= Şiirii mi ya anlayarak okumadınız, ya da şataşmaya yer arıyorsunuz?
2= Ben ne islamiyete, ne de her hangi bir dine laf ederim. Öğle bir ehli
yetkinliğim yoktur?
3= Yukarıda ki eleştirim tarikat cambazlarına ve kadın düşmanlarınadır?
4= Eğer ki siz de onlardan biriyseniz, ehh o zaman nasibinizi almışsınızdır?
5= Bakınız Şiirimi değil beni eleştirmişsiniz? Üstelik bir de hakaret
etmişsiniz. Yoksa sizde islamiyet gölgesi altında, yüce Dinimizi
Zülfikâr bir kılıç gibi kullanan sahte dinbazlardan mısınız?
Yinede ben size meşru-makul ve fıtri muhabbetler, sıratel müstakimler
dilerim... OZAN ÇAKIROĞLU
yukarıda yazılan sözde şiire şuurlu bir şair gibi ilmi ve irşadi yorumlar yapsana baş vezir! Kedi ulaşamadığı ciğer için "Zaten murdardır, boş ver!" dermiş. Senin durumunda aynen öyle! Kendinde olmayan kemalatları başkalarında görünce hasetliğinden ne ne yapacağını şaşırıp zırvalamaya başlıyorsun. Cihat Şahin isimli arkadaş gerçeğin ta kendisini söylemiş. Onu tasdik edeceğine kendince takbih edip sözde hicvetmeye yeltenmişsin ama yazdığın kelimelerin ne manaya geldiğini bilmediğinden ortaya bir laf salatası ve abuklama çıkmış.
Lise öğrencisiyim baya şiirlerim var saygılarımla
Büyüdükçe küçülmeyi unuttuk! Belki de ondandır düş kırıkları.
TÜM YORUMLAR (28)