Evin kızı sıyrılmış çocukluktan
Odanın bir ucunda baba kahve içiyor
Solmuş odadaki kokuların hatıraları
Örgü örüyor babadan yakınan anne
çeşme başında kadınlar
aşktan kesilmiş sütten kesilmiş
gümüşün biçimlediği bileklerinde
suya tutmanın hüneri
bitti dediğin yerde bir melanet
-hayır ağlamaktan gözleri fırat-
I
dikkatimi dağıttığında kuşlar ben ona uyarım
yürümek isterim yol bitmesin
çünkü merhametli kokumu biliyor
yıldız çekiyor bana gelip geçen buluttan
içinizden biri mi ölmüştür
ayakkabıları ters çevrilmiş
soğuktur nefesi acıyla yıkanmış
beyaz bir örtü üstünde kaygu
kızgın bir mille içinizde dolaşmıştır
gitmekten başka
yalanı yoktur gidenin
sonsuz ve siyahtır
veda mektubu yazmak
durup durup çöl halini şeylerin
göğe bakma sularıyız
rüzgârlar arasında hüzzam
atlar kaldı artık eksik yazlardan
üşümüş ve alnı siyah
nalların çıkardığı iz
çimenlerde solmakta
çocukluğu uzun, aşkı kısa
içinde şehir ve sokaklar
odalar kadar yer tutar
kar yağardı emirgan'a ağlasa
aşk kırıkları keserdi yüreğini
ahşap çekmeceleri açsa
I.
Evlerin dağınıklığını toplamış sukunet
Evlerin dağınıklığını toplamış sukunet
İçimde hevese koşan bir çocuk var
elleriniz ferit bey
ellerinizi seviniz
topuklarınızla ezdiğiniz gül
fotoğrafta üzgün duruyor
sen azalıyorsun orada öyle
II. ıslık
Zaman bizdik ve şarkılardı aslolan
Ağır ağır sallanan bir salıncak gıcırtısı
Çocuksu bir sevinçle hızlanan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!