İSTANBUL Bakırköy
  umutla ama çoğu kez umutsuzca
beklemek ne zordur bilirmisin ?
nasıl daral basar insanı
nasıl sızlar yüreğin..
rastgele çalan telefonun ondan
olmasını dilemek o değilse küsmek.
gece rüyanda görüp,gündüz düşlemek
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bilir mi?
Sanmam...
Zira bu kadar bekletmezdi, bunca hasretin sebebi olmazdı, bilseydi..
Ucu yanık bir şiir..
Tebrikler Gülen Hanım..
Sorgu yôntemiyle şair kalbinde yazadığı hezayani somutlaştırıyor çom güzel bur şiirdi kutluyorum yürek sesinizi
Beklemek mi dedin Gülce'm?
Dinle bak;
Neymiş beklemek, bir acemi Gül-i Rana'nın dilinde...
Beklemek nedir sizce?
Hiç gelmeyeceğini bildiğiniz birini beklemek,
Asla inancını yitirmeden beklemek nasıl olur mesela?
Gitmek için çıktığımız yolda, bazen zaman gerekir ya bize,
Hiç kuşku duymadan beklemek isteriz ya ölesiye,
Hepimiz beklemek isteriz ya böyle birini...
Öyle candan bekleriz ya;
Bize gereken tek şey de budur aslında...
...../ Sadece beklemek!
O'ndan önce ilk kapımızı çalacak olan,
Bize beklemeyi öğretebilecek tek şeydir hayat...
Ve, sonunda anlarız zamanın nankörlüğünü.
Bizim sebeplerimiz vardır ama,
Hayatın her zaman nedenleri önce gelir...
Beklemek... adınız olur!
O'nun gelip yalnızca sizin adınızı söylemesini istemektir sadece...
Beklemek... gözleriniz olur!
O'nun dışındaki yüzleri silip, her baktığınız yüzde o'nu görebilmektir sadece...
Beklemek... kulaklarınız olur!
O'nun sesinin ilk titreşimini duyabilmeyi ölümüne istemektir sadece...
Beklemek... diliniz olur!
O'nun dilinden yüreğinize emanet sözlerini söyleyip durmaktır sadece...
Beklemek... umut olur!
O'nunla sizi kanatabilecek her şeye karşı gelebilme cesaretidir sadece...
Beklemek... arzu olur!
O'nunla geçirdiğiniz, geçirmek istediğiniz hiçliğe bulanmış ömrünüzdür sadece...
Beklemek... itaat olur!
O'ndan gelmesini beklemediğiniz her şeye inadına göğüs germektir sadece...
Beklemek... bağımlılık olur!
O'nunla tek söz söyleyemeden anlaşabilmektir sadece...
Beklemek... aramak olur!
O'nu sonunda yeniden bulabilme isteğinizdir sadece...
Beklemek... korkmamak olur!
O'nunla her şeyi yaşamanız gerektiğini bilmektir sadece...
Beklemek... hayat olur!
O'nunla paylaşmak istediğiniz mutlu bir yuvanın hayalidir sadece...
Beklemek... zaman olur!
O'nsuzluğa inat kullanılmamış takvimler kolleksiyonu yapmaktır sadece...
Beklemek... hayal olur!
O'nunla hayalini kurduğunuz her şey, tek düşünüzdür sadece...
Beklemek... titremek olur!
O'nun başına gelebileceklerden korkmanızdır sadece...
Beklemek... saklanmak olur!
O'nun için etrafınıza duvarlar örmek, köprüler yıkmaktır sadece...
Beklemek... duyumsamak olur!
O'nunla ölmeden önce ölebilmektir sadece...
Beklemek... durmak olur!
O'nsuz anılar biriktiremediğiniz sizi ezip geçen yıllardır sadece...
Beklemek... darbe olur!
O'ndan önce acı çekmeyi göze alabilmektir sadece...
Beklemek... veda olur!
O'nun tutmayacağını bildiğiniz halde,
Son kez "gitme" diyerek elinizi uzatmaktır sadece...
Beklemek... dua olur!
O'nu emanet etmek için ömrünüzce Rabb'inize yalvarmaktır sadece...
Beklemek... sonunuz olur!
O'nun ansızın gelip sizi şaşırtmasına şartlanmanızdır sadece...
Beklemek... üç harf tek hece olur!
Beklemek... Gül olur!
Bekleyen... kül!
Aslında beklemek...
O'na kaderinizin bağlandığı o günden sonra;
Bir ömür boyu o'nun için,
O'nunla tek hecelik cümlelerde kalmayı istemektir sadece...
Nicelerine inşaAllah...
Sevgiler sana... Kucak kucak taa buradan oraya... Yüreciğine...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta