Başımda cendereler
Saçlarımda pireler
Mahzenimde fareler
Esas senin gidişin beni pareler
Annemin elinde yumak
Kulak ver bana ey gidi Haydar
Bu yöreler bize dar
Herkes birbirine kindar
Gel, belki verir bize bir tutam çavdar
Şu kuytuda oturan dindar.
Nereye gittiğiniz beli olmayan yollarınızı eşkiya gibi keseceğim,
Haraç olarak sizden mutluluk alacağım,
Sonra hiç mutluluk kullanmayanlara dağıtacağım.
Kırlangıçlar hizmet eder endamına
Arılar polen toplar kokundan
Söyleyin madam
Yakışır mı size bu adam?
Ayva çiçek açar
Bizler hazanda naçar
Turna yükseklerden uçar,
Sözüm kala kalır, bıldırcınlar uçar.
Yarin lavantası bakla bakla,
Sana vurgunum seni gördüğüm o kutsal günden beridir
sevmeyeceksin beni,bir tek bana mahsus presbiyopi gözlerinden belidir,
şimdi ölsem tam zamanı ve yeridir.
Olabilir belki dilimiz sivrî;
Ama başka yollu yok, anlatabilmek için bu devrî.
Olabiliriz muhtemelen fevrî;
Mütevazî avanaktan ederi oluyor,
Bu da bizde vuku eder hederî.
Tüfek icat etmiş deyyus,
Sana begonya çiçeği içinde armağan etmiyor ki.
“Sık sık” cereyan ediyor.
Canı sıkılan, ıkınan tüfek sıkıyor.
Yurdum kıraç topraktır,
umud ekerim her ekin zamanında
umud mahsulüme soyguncu sıçanlar dadandı.
Ziyanı öğütük halkımızla beraber yedik.
Ne başka çaremiz ne yiyecek başka aşımız vardı, bunlar hep ödlek, korkak, pısırık asçımız yoksulluktan.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!