Ufuk ötesinden ses ver, nefes ol
Sarıl bir yumak çileye, heves ol!
İrfandan Ümrana taşınan şehre,
Sahiplen, ilme-hikmete kafes ol!
Gala'dan Gala'ya köprü kurmuşum
Her iki Gala, yüreğim, can evim
Vatan sevgisi imanım demişim
Tutuşturur tüm cihanı alevim!
Hayat bir gün gibi günden de kısa
Her soluk hayatla izdivacımız
Sınırlı düşünen akıl nakısa
Gün be gün şiddetle artar acımız.
Geceyi gündüzün üstüne dürmek
Tarihler ismini andığı vakit
Bir devre mührünü vurdu diyecek
Düşman bağrına dayandığı vakit
Bir metin dağ gibi durdu diyecek
“Ya İstiklâl, Ya Ölüm” parolası
Evim, ahengim, mihengim, direncim
Sarmalar, gül kokulu kundağına...
Götürün bu mazlumu sevdasına
Tekbir aşkına, inleyin kulağına! .
Yemyeşil tabiat nasıl da kömürleşiyor
Ana rahminde cenin, can bulup ömürleşiyor
Bir vücut veren var, kudret eli şu nizamda;
Bir fidan ki, ilahi filitrede gürleşiyor…
Nehir olur!
Çay, pınar; nehir olur
Hüzün yağmurları akar;
Gönülden göze nehir olur
Bir kitap gibi dürülürmüş dağlar
Çer-çöp halinde sürülürmüş bağlar
Ömür bitti; bitti, oyun eğlence
Gün üstüne savrulurmuş o çağlar
Düşlerim vardı, bir ömre yetecek
Bir ulu muhabbet yaşanmıştır, Azerbaycan ile Türkiye arasında. O muhabbet duru, saf ve tertemiz bir akarsu gibidir. Nesilden nesile asırlardan süzülerek gelen o muhabbeti, Azerbaycan’ın can şairi Bahtiyar Vahapzade o kadar vezih bir dille yorumlar ki, “Bir ananın iki oğlu/ Bir ağacın iki kolu/ O da ulu, bu da ulu/ Azerbaycan-Türkiye// Dinimiz bir, dilimiz bir/ Ayımız bir, yılımız bir/ Aşkımız bir, yolumuz bir/ Azerbaycan-Türkiye// Anayurt’ta yuva kurdum/ Ata yurda gönül verdim/ Ana yurdum, ata yurdum/ Azerbaycan-Türkiye”
Bir Azerbaycan delisi, Türkiye sevdalısı Elmas Yıldırım’ın hayatında her iki ülke arasında çok güçlü bir bağ oluyordu. Elmas Yıldırım anısına Elâzığ ve Bakü’de en üst seviyede himaye gören anma programları yapılıyordu. Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları Elmas Yıldırım ve Bahtiyar Vahapzade anılarıyla görkemleşiyordu.
Bakü’nün Gala Köyü’nde doğup, Malatya’nın Gale İlçesinde vefat eden Elmas Yıldırım için yazdığımız bir dörtlüğümüzde, “Gala'dan Gala'ya köprü kurmuşum/ Her iki Gala, yüreğim, can evim/ Vatan sevgisi imanım demişim/ Tutuşturur tüm cihanı alevim! ”
Elâzığ’da Şener Bulut’un koordinatörlüğündeki Manas Yayınclık ile Bakü’de Asif Rüstemli’nin yönettiği Ozan Yayıncılık tarihi bir işbirliği yapıyorlar. Asırların özlemini çektiği sadece duygu yüklü değil, tohumunun çatlamak üzere olduğu bir köprüde iki yayınevi muhabbet bağıyla el sıkışıyorlar. “Elâzığ’ın Yaşayan Şairleri” isimli eserin Azerbaycan Bakü’de neşredilmesi kadar yahşi/güzel bir şey düşünemiyorum. 16. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarının anısına yapıldığı Türk Dünyasının yetiştirdiği büyük şair Bahtiyar Vahapzade’nin eserini Manas Yayınevi’nin neşretmesi Elâzığ ve Manas için büyük bir bahtiyarlıktır.
Elâzığ’da, Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarına katılan Nebi Hazri bir şiirinde, “Muhabbet sonsuzdur, ömürse kısa/ Ne olur, sadakat ebedi kalsa/ Kimin yüreğinde bir tel kırılsa,/ Benim yüreğimdir, benim yüreğim// Yüzlerde gözlerde sevgi okunur/Muhabbet yürekten yüreğe konur/Güzeller gözünde o ateş, o nur/Benim yüreğimdir, benim yüreğim”
Bizler sevgi kilimin dokuyan muhabbet ehli şairlerimizin; ak yüzlü, bilge sözlü, kartal bakışlı, civan duruşlu; aynı gövdenin baharında çiçek açmış, cümlesine meyve vermiş dallarından dereceğiz!
Vicdanın ışığında,
Din var,
Hakka giden yol var!
Aklın nurunda,
Kainatı okuyan dil,
O dilde,
Abi nasılsın beni unuttunuzmu yeni gördüm sizi selam ve saygılar
Bildiğim kadarıyla Elazığlı bir şairimiz.Gerçekten çok kaliteli.Şiirlerinde etkilenmemek mümkün değil.