İnsanı en fazla korkutan ve ürküten nedir, ‘—aldatılmak! ’ Öyleki, aldatılmak insana; bir zulüm, bir işkence kadar ağır gelir!
Bugün (26 Aralık 2007) , İstiklâl Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Vefatının 71. Yıldönümünde, yazımızın manşetinde de, ifade ettiğimiz gibi, artık asrımızda muhtaç olduğumuz, belki de dünden daha fazla, ‘—hasretini çektiğimiz’ bir sıdk ile anıyoruz! Çanakkale ve Tacettin Dergâhı’nda sizleri iliklerinize kadar kuşatan bir his vardır; ‘—İman ve aksiyon insanı olmak! ’ O Akif ki, bu milletin ‘—hürriyet şarkısını’ terennüm ettirmişti! İhtiyacı olduğu halde kendisine teklif edilen ‘—yarışma bedelini’ elinin tersi ile itiyordu! .
Çanakkale’yi yazmanın da ötesinde, bir milletin mukaddes destanını ‘—yaşayarak, her anını soluklayarak ifade etmek’ her babayiğidin harcı olmasa gerek!
2008 yılına adımlarımızı daha sağlam atabilmemiz için, Akif’e; ondaki milli tefekküre daha fazla ihtiyacımız var. Akif’ten şüphesiz ki, siyasilerimizin alacağı dersler olduğu kadar; sanatkârımızın, aydınımızın, ileri gelenimizin, bürokratımızın, yetişmekte olan evlatlarımızın alacakları çok şeyler olduğunu biliyoruz. Ne diyor Akif; “-Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; / Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem./Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! /-Boğamazsın ki! — Hiç olmazsa yanımdan kovarım./Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam; / Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.”
Haksızlık, adaletsizlik, insafsızlık, merhametsizlik, sevdasızlık, nemelazımcılık, vicdansızlık ve bütün ‘—sızımızla’ sızladığımız, ‘—sazımızla’ gamlandığımız bizi kendisine esir/köle almaya çalışan bir garip zamandayız!
‘—Adam bana ne! ’ diyen yüreksizlerin, ‘—çamuru üstüme sıçrar’ diyen vefasızların, ‘—düşene yar olacağına bir vebalı gibi kaçan’ evet sahte dostlukların ve de bir ucube dünyanın yaşadığı olanca sarsıntıların içine elbette, ‘—kahramanları’ hasretle arayacağız. Akif’in o yaralı gönlüyle, ‘—gel diyeceğiz’ Ve asrın bütün ham hayal, ham kafa yobazlarına sesleneceğiz; “-
Yetmiş iki millete bir gözle baktım
Besmelesiz hayat şer olur dedim
İman dolu kıvılcımı sözle yaktım
İtikatsiz hayat zor olur dedim
Rağbetimiz aşk ile yanar bizim
Bugün başa, yarın taşa vururlar
Eyvah ki mührü naaş’a vururlar
“Ölü şehir” ızdırabı içinde;
Millet maşa! Aklı taşa vururlar..,
Bugün flört edenin yarın nesebi bozuk
Ahlakı tarümar edenin meşrebi bozuk
'Herşey aslına rücu edecek' hakikat,
Altından anlamayan sarrafın dili bozuk
Harput Kal’asında, kartal bakışlı
Murat Ovasında, buğday nakışlı
Bu dağ, nehir, uçan kuş bizi söyler;
Fırat Havzasında civan akışlı..
Duruşun bir gonca lale gibidir
Gönül kimi severse akıl sınır dinlemez
Kıymık kıymık doğransa zerre kadar inlemez
Sevgi merhamet diler, dilencisi zamanın
Gül yaprağında diken acısını kinlemez..
Atalarımız, 'iftira at, izi kalır'
Karanın karası, doğrunun izi kalır
Malum sanatı kendine yar edenin
Ebedi lekesi, silinmez izi kalır.
Siyasetin verdiği nimetten, külfet çıkar
İhtirasın serdiği topraktan afet çıkar
Kainatta raksıdır, sebepler marifetin;
Hamiyetin derdiği nebattan, ülfet çıkar…
Dünyanın gelip geçici zevkini
Yar edinerek sarılmamak lazım
Haset tohumu, öfke ile kini
Toprağa saçıp kırılmamak lazım! ..
Abi nasılsın beni unuttunuzmu yeni gördüm sizi selam ve saygılar
Bildiğim kadarıyla Elazığlı bir şairimiz.Gerçekten çok kaliteli.Şiirlerinde etkilenmemek mümkün değil.