Bazen anlamsız gelir her şey........Her şey üstüme devrilir....Ben de içime.......Ruhumu zaptedemem..........Kaçıp gidecek gibi gelir.....Oysa ne cam kırıkları batar yüreğime bir hüzzam şarkıda...........Çıkarıp atamam..Satsam satamam....
Kendime batar gönül bahçemin dikenleri........Yine de onları koklamaktan vazgeçemem..........
Bir beyaz kağıda dökebilirim sadece içimi..Bir de yaşadığım odamın duvarlarında asılıdır intiharlarım......Dilimde bir şarkıda gizlenir çoğu kez yandıklarım ve yaraladıklarım...
Sana yazmak, yüreğimi içine akıtmak gibi geldi nedense...........Bu yüzden sayısız iç çekişlerimi anlatıyorum durmadan............Ben yazdıkça, sırtımdaki yalnızlığın kamburu küçülüyor sanki...........Ben yazdıkça, içimden ılık berrak bir nehir akıyor.........Uğur böceklerini saklıyorum avuçlarımda..........Kelebekleri sana gönderiyorum...Biliyorum dokunmayacaksın kanatlarına...........
Oysa bir yanım hazır hep istasyon vedalarına… Bir beyaz mendil koyup gidesim gelir ya bazen…İşte böyle zamanlarda öğrenmişimdir “kal” demenin “git” demek kadar ağır olduğunu…..
Ha hançeri saplamışsın yüreğime, ha yüzüme bakmamışsın..Yapma böyle yar..İçim daralıyor…..
Şiirlerini okuyorum en dipsiz kuyulara atıldığımda.Yüzümde hafif bir tebessüm oluşuyor.Gamzelerimde, gözlerin gizleniyor da, kim görür benden başka bilemem. Nasıl da becerdin bunu.Oysa böyle dökülmezdi içimdeki harabenin döküntüleri..........
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende